Makber

dalıp giden bakışların konakladığı virane hanlarda nefes aldı aşk



durmuş bir saatin yelkovanı kadar mahzun
akrebi gibi zehirliydi buluşmaları
kadının örselenmiş parmaklarına dokunmak için uzandı
erkeğin gün görmemiş hezeyanları
on parmağında on hüzün
gün kendini bırakınca gecenin kollarına
sıkı sıkı yumulmuş avuçlardan döküldü
iki yüreğin kan yaşları
karanlık, kimsenin görmediği renge boyandı kılsız fırçalarla


filbahri ağacının dallarına tutundu dili burkan meyveler
görmediği, bilmediği uzaklardan huzur devşirdi
ürktü
uykusunu katleden hayal yüzlerden
hiç olmadığı kadar zulmetti öz ruhuna üvey bir acıyla
katli vacip mücrimlerin son dualarından sıyırdı içinden gelmeyen aminleri
serendib' in bereketli göğüne üfürdü, üfürdü


asırlık yoldan gelen sakat yolcuyu korkunun sesi döndürdü yolundan
saka kuşlarının boğazına su akıtmaya çalıştı gerçeği talan eden yalan
teker teker düştü kuş cesetleri
gönüllerinden kopardıkları topraklarla gömdüler
bir kadın
bir erkek
avuç avuç


tuza kanmış gözlerin yıkandığı denizlerde boğuldu aşk

24 Şubat 2012 251 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    Şiirin hikayesini çok beğendim... Şiir olsun diye yazılmamış,yazgısız aşkın ardından bir ağıttı...

    Kutlarım sevgili şaire...