Matruşka
söyle matruşka!
bulut gözlerin ıssız koyağında ıslanırken bakışların
gümüşten ok misali titrer duyguların nevrizması
gövel ördek uçuşur yüreğin pas tutmuş kapağında
sen matruşka
kaç bahar saklarsın gizlerini
sırca bir sarayın buzdan duvarlarında asılı kalırken yüreğin
ve bir yıldız kümesi kayarken galaksiden
soldu ısırgan otu dalamış esaretin- dileğin
hadi soyun üstündeki kanlı kaftanı "pieta"
bırak çıplak kalsın
soğuk nefesin
yudum sofrasında zakkum içerken köknar ağacı
salkım söğütler uzansa da kıvrım kıvrım zonklayan şakaklarında
aksa da saçaklarından meyden ab-ı hayat ilacı
nafile...
kedere maya atmış bir kere felek
ak yazı yazılmıyor miraca.
bir kanarya şakırken duygunun ürkek iklimlerinde
bir seğrime yaşarken sol yanında kurak topraklar
"merve"nin şerbetidir içtiğin
söyle yüreğim
kim/kimden davacı
kaç sevdanın zemheri ayazında üşüdü sarkıtların tavanı
kaç gizlerin perdesinde döktün yanan mangalın alevini
el değmemiş düşlerin sanduka içinde naftalin kokulu
cemre düşecek mi ? sence...
söyle matruşka
söyle...
şiirleri bandık hüznün ballı şerbetine
acının kefeniyle sardık yaralarımızı
bir maralın şehla bakışlarından sızan volkan kıvılcımı
kanıyorken "Nemrut"un doruklarından damla damla
sen kaç duygunun haram lokmasında kırdın kaşığını
anlıyorum;
gün ışığına hasret kalan dolunaya duvak olmuş yüzünde ki gülüşün
yok olmak bazen kendi içinde sarmalanmakmış sessizce gidişin
hasret vagonu dolaşırken yorgun bedenlerin paslı raylarında
hangi istasyonun soğuk yalnızlığında bekliyor olacak
ölüm...
yüreğinize sağlık güzel paylaşımınız için tşk
İsyankar yüreklerin cesaret edemediği, içine akıttığı acıların izli sorularını sormuşsunuz efendim ... Hoşuma gitti dizeleriniz.. Kutlarım
şiirleri bandık hüznün ballı şerbetine acının kefeniyle sardık yaralarımızı bir maralın şehla bakışlarından sızan volkan kıvılcımı kanıyorken "Nemrut"un doruklarından damla damla sen kaç duygunun haram lokmasında kırdın kaşığını