Mavi Günah

bulutlara üflemeden dudakları gurubun
gözlerindeki menevişlere düşmeden şuh
yakamozların
gel! Sevdiğim

tanyeli kucağına sabahın çözmeden kuşağını
dökülmeden göğüs uçlarından ayın
gün kurusu buseleri
tenimim can eriği soluyan ipeğine
saks göletlerine yüreğimin kanatlarını banmış
banyosundayken henüz serçeler
gel!

lâle dönmeden kuzeyin dergâhında
martıların ak tüylü bakışları

göğün sürmelerinden akmadan mavi ispinoslar
sana uzanan düşlerimin
haylaz kaçamaklarına
gel! Ey sevgili

dürtülerin uyuşmazlığında
utansınlar sana saçaklanan salınımları
gelin püsküllerinin
kuşburnu patlatsın tepeleri yemişlerinin
gel!

gül kıvrımları döken dudaklarında
yükselirken çengeli gönlüme takılan
nağmelerinin sol anahtarı

evrenin kayıp ruhuna damlayan
ilk ışığıyla sevdanın
uykularında bile olsa
gel!

gelincik tarlarında uçuşurken
etekleri mutluluğumuzun

çıplak ayaklarımızı okşarken
efsunu denizin

saçlarını salmışken
Sinop'un rüzgarlarına Karadeniz
kıyılarımıza kavuşma arzusunda
tutuşurken köpükleri dalgaların

Hamsilos Koyu'nda usulca yumulurken
kirpikleri sevdamızın

zakkumların zehrinde parçalan
çığlıklarına ayrılıkların
gel! Ey sevdiğim

varsın devrilsin üstümüze günahı
bir daha şafağın...