Mehlika

Mehlika

Kaçıncı mevsiminde iken ömrümün

şu tarumar olmuş bahçesinde

gülümsemeleri yarım kalmış yüzümün

hatıralarıdır ellerime düşen güz


niçin bir yol getirmez bir yol götürür

araya dağ girer taş girer uyku girer unutturur

gün eskir yüz asılır gül kurur niçin

benim ömrüm kısadır kelebeklerden


serviye benziyor karşıdan baktım

rüzgar bile dokunmuyor seviden öylece dur

dur hasretten öyle bir şehir düşün ki çıldır

bin asırlık yalnızlıktır bu yeni değil


gönlüm el vermiyor ki gitsin

dallarda yolları bozulsun aşiyanların

o son yapraklarda düşmeden

kıyamete kadar ana oğuldan ayrılsın


şimdi içimde saklı sarnıçlarda biriktirdiğim

gözyaşı şişelerini tam da yere çalmışken

çıkıp gelen kadınlardan utanır gülmem

verdiğin ömürden başkasına da eyvallah etmem


gün geceye karışır insan bilmeden bile

sokak lambalarının ışığına alışır

kopan bir kıyamet gibi çığlık çığlığa gelsin ayrılık

nasılsa gökyüzünde ikimizin bir yıldızı var


ama dur şimdi değil kaldır başını bak

bir tayın alnında doğmuş olabilir koşup gelebilir baht

büyür büyür büyür zamansız mekânsız

göz bebeklerinde Tanrı aşk ve yıldız dediğin 





05 Mart 2019 253 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar