Melanet Kapısı Kolu Efendim

Gerçeğe hu deyip dolarsan eğer
Ummana kavuşan çiçek olursun
Sevdanın közünde solarsan meğer
Kendini çaresiz mecnun bulursun

Ulu divanlara çevirme başını
Yükseğe uçanlar tepeye çarpar
Gözün sel olsa da dökme yaşını
Eksik yazılanı terazi kırpar

Dallara eğlensen dal yalan çıkar
Gönül figanını çula yaslandır
Hallere tutuşsan biçare yakar
Kalbine hançeri okla paslandır

Deseler kulları sevenler gülmez
Mübarek elleri öpen erenler
Çöl iklimlerde elbette ölmez
Kıyamet yoluna sırat gerenler

Gerçeğe gül deren canım efendim
Melanet kapısı kolu kırmadan
Yanarak tutuşan aşka direndim
Közden küllere daldım yanmadan

Sönüyor kapımın feri sönüyor
Işıksız ellerim kelam süzmede
Bu devran kötünün olsa dönüyor
Gerçeğin figanı susuz yüzmede

Kırkların ceminde beşler yediler
Soluksuz yüzleri düşer ferağa
Hak yoluna eriyin yanın dediler
Muhannet kapısı düştü ırağa

11 Ekim 2013 915 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 11 yıl önce

    Sayın Hirlak.Gönderdiğiniz şiirlerde bayağı kural ve imla yanlışları olduğundan.yorum yapmıyor ve okuyup geçiyorum.Siz hâlâ serbestin etkisi altında olduğunuzdan,bu tarafı da düzgün yazamıyorsunuz.Lütfen bu uyarıma darılıp kızmayınız,seni seviyor ve çalışmalarından dolayıkutluyorum. Gençsin,kafan da çalışıyır,ilham perisini sağa sola yorma tek hedefte tut ki başarılı olasın.Sevgi ve selâmlarımla..Çiçek..İzmir..T.C.

  • 11 yıl önce

    Kırkların ceminde beşler yediler Soluksuz yüzleri düşer ferağa Hak yoluna eriyin yanın dediler Muhannet kapısı düştü ırağa

    "hu diyelim gerçeğe..." tebrikler Ali 👍