Melek Tavus Ve Gençlik

Ortalıkta ürküntü verecek birşey yoktu
olanlar rüzgardandı sadece
ve geceye baktığımda sayamadığım kadar insan çoğalıyordu isyana doğru
fakat aids aşısını bulamadıktan sonra
tüm insanlar korku içindeydik

gecenin anlamını bilmeliyiz
tanımadığımız ülkelerde
dünyanın sonuna doğru yaklaşılmasıyla yavaştan
insan batmaya mahkum olacak

alınteriyle yaşamak gerekirdi
bağımsız ve özgür olarak
bir üçgenin en uzun köşesinden
ve diyagramların ötesinden
saklanarak ya da savaşarak
haklı düzlüğe çıkabildik

fenalıklar geçiren insanlarımızın yanında kahramanlarımız vardı
bir ahtapotun kollarını görünce teknolojik icat sanıyorduk
fare yutan yılanın ekosistemdeki önemini düşünüyorduk
ıssız sokaklarda fikret kızılok dinlemek çok hoşumuza gidiyordu
genç nüfusumuzun bilgili olmasını istiyorduk
içki de içiyorduk ama kendimizi dağıtmadan
belirsiz gecelerin koynuna hürmetle

istemesem de kalp kırıklıkları da aklımıza gelir
önceki zamanlarda daha mı iyiydi
her an yaşanmakta aslında böyle olaylar
ne kadar da mutlu oluyorum görebilseniz
kutupların soğukluğuyla en güzel hikayeler

bazen hiçbir şeyi önemsemiyorum
aşk ve coğrafya hariç
birden yeni şarkılar ve evrenin pozisyonları
kafamın içinde abuk sabuk düşünceler yer ediyor

oraya gidemeyeceğimi anlıyorum
çevresini atom parçacıklarıyla kuşatmış bir organizma gibi
misal bir kar tanesinin ebelemecesi
ya da satranç tahtasında yeni hamleler
sıcaklık giderek artardı
bize bakıp gülümseyenler olurdu
soğuk dağların kuytularında

kandırılmak mutlu edebilirdi bazen
çevremizin söylediği aynı yalanları bilemesek
antika değerindeki halılardan
kötü şeyler hatırlattığı için pek hoşlanmıyorduk
neden böyle olduğunu sorabilirdiniz
ama buna cevap vercek kimse tanımıyorduk
halimizden kuşkulanılması ne kadar olağansa
bu kuşkuya kapan kurmak da onunla aynı değerdeydi

aslında tüm değerler kelimelerde idi
şakaklarımız zonklardı çok düşlemekten
gözümüzü açtığımızda geceyi buluyorduk karşımızda
sicilya defanslarında ve evans gambitlerinde
lüks hediyelerin önünde duraksıyorduk
gönül işlerimize ne kadar değer veriyorduk oysa
üzüntülerimizi geçici bir heves olarak görürseniz çok büyük yanlışa düşersiniz
yani kolay bir ses tonunda söylesek devam edebilirdik
ya da birine tez danışmanlığı yapsak
veya sigarayı bıraksak
sonuç olarak başka yerlere kaçabilirdik
koşup dünyanın ruhunda saklanırdık

tüm bunlara inanmayabilirsiniz, inananlar da olur elbette
galip olmak için mücadele etmiyoruz
bir dil balığı ve atasözleri not edicisi
sahte insanların sanal dostlukları
ruhumuz kararmak üzere ipin üzerinde
kendi geleceğimizi bilemiyoruz
tüm bildiklerimi ateşte yakıyorum
boş zihnimle dolaşacağım artık her yerde
inanmadığım ortamlarda en zayıf halka oluyorum
düşünüp yeni yaratıcılıklar çıkarıyorum hafızamdan
sevgilimin tırnaklarını ojeliyorum
radyodaki çalan son parçayı kendime istiyorum

uykumun bağırışlarıyla kendimden geçiyorum.

09 Mart 2013 147 şiiri var.
Yorumlar