Merdiven
Adımlar çiğniyor tahribât dolu
Islak kimi zaman, kimi zaman toz
Tam yokuş başında çarşının solu
Yosunsu üzeri biraz nem ve tuz
Yaşlı sokağımla aynı yaşlarda
Ben diyim yüzyirmi sen de yüzotuz
Kimliği belirsiz kara taşlarda
O bize var ama; Biz ona yokuz
Kaç çocuk yaşlandı inip çıkarken
Kaç ihtiyâr soluk aldı soluksuz
Zaman bir yağmurdu ona akarken
Aktı gitti heyhât susuz, oluksuz
Çok da uzun değil bayırın yolu
Merdiven uzunca merdiven sonsuz
Semtimin halısı sokağın çulu
Geçilmez sokaktan geçilmez onsuz
Murat Çakıroğlu
Merhabâ!
Müsaadenizle bir kelâm da ben etmek isterim. Gerçi bi' an için -"Ne gereği var ki şimdi bunu yazmanın?" demedim değil ama Şûle Hanım' dan cesâret bularak tahrîbat tekzibi yapmadan geçemedim.
Her ne olursa olsun önce kullandığımız dile dikkât etmeliyiz ki onu yoğurup bu hâl ile zenginleştirebilelim.
Yarı uyur hâlde önce dikkât kesilemeyidden anlayamadığım, sonrasındaysa düşüncelere daldığım anlamlı bir şiir yazmışsınız.
Ellerinize sağlık..
Ben eşimle tanıştığım sene şimdi oturduğum sokaktaki bir merdivene aşık olmuştum. Yeşilliğin arasından beş on tane büyüklü küçüklü basamak yola çıkıyordu tıpkı hayatlarımız gibi. Şimdi evim o merdivene bakıyor ve ben ortasındayım bu satırları yazarken hayat basamağının. Merdiven, üzerine çok yazılası, metaforik, anlamlar içeren bir başlık aslında. Tebrik ederim Murat bey. Güzeldi anlatımınız. Çokta kelimesini ben çok da diye ayırırdım. Ta ile ayrılmıyor diye okudum. Bir de da nın kelimeye ait olup olmadığını anlamada karinemiz onsuz kelimenin bir anlamı olup olmadığıymış. Anlamsız ise kelimeye ait, da olmadan okununca anlamlı ise ayrı yazılıyormuş. İnşallah yanlış öğrenmemişimdir. Sevgiler, selamlar. Tebrik ediyorum tekrar.