Merhametin
Sana yandığımı duyunca dostlar,
Perişan halime ne demezler ki.
Sana kandığımı duyunca dostlar,
Sarışın haline ne demezler ki.
Dudağından buse verip kaçarsın,
Mis kokunu uzaklara saçarsın,
Mor dağların eteğinde açarsın,
Solmayan gülüne ne demezler ki.
Gözyaşların yüreğimi ezdirir,
Hasretinse yaşamaktan bezdirir,
Tatlı sözün rüyalarda gezdirir,
Bal akan diline ne demezler ki.
Gülüşünle tüm gözleri bürürken,
Al ceylanı andırırsın yürürken;
Seven kalbi peşin sıra sürürken,
İncecik beline ne demezler ki.
Merhametin billûr gibi suyundur,
Hayranlığım inan selvi boyundur,
Alçak gönlün senin güzel huyundur,
O cömert eline ne demezler ki.