Mezar Virtüözü

Yok,
Ağlamıyorum
Suratım Tuz Gölü oldu...

Hayır,
Ağlamıyorum ben,
Bir yağmur bulutu, yanaklarımı ıslattı...

Demindi, daha az önce
Gezinirken senli hatıraların en çıkmaz sokaklarında...

Tasvirlenir ya hani şair yüreklerde,
Gerçekler bambaşka anlamlarda...

Öyle işte...

Ne olur, "beni yalnız anlama";

Ağlamıyorum...

Yokluğunun yeri doldurulmuyor sadece,
Sığdırırken bütün bir hayata;
Sensizliği...

Sanırım, fazlaca gözümde büyütmüşüm seni
O yüzden bu kadar yaşlı'sın belki...

Gözlerimde...

Ki kanım'ca,
Başka hiç bir dilde değil!
Ölüm gibi birşeysin, bir defaya mahsus
Can alıcı güzelliğin...

Sapanla vurulmuş bir serçe gibi,
Bıraktım kanatlarımı göğün boşluğuna...

Hangi taş kalpli saplandı,
Benim gözü yükseklerde sevdama...

Ki ölüm gibi bir şeydin,
Tahminimce yaşıyordum az biraz...

Kestiremedim, ne olur ne olmaz,
Nabzımın satır satır senli vurgularını...

İmgelerle kefen ören bir şairim,
Anlattığım ne varsa unutuldu zamanla...

Anlatamadığım bir sen kaldın,
Unutamadım , hiçbir zaman yetmeyecek gibi buna...

Düşüp aklıma, düş oluverdiğin her anda
Düşünülen bir teşebbüssün adı olur özlemin,
Vazgeçilmiş intiharlarda...


Adını mezar virtüözü koydum,
Ömrümden çalıp duruyorsun ne de olsa...

'Tüm notaları sana armağan ediyorum, "fa" hariç
Ve fa'sız anılacaksın bundan sonra...'

Ki ölüm gibi bir şeysin,
Bir defa mahsus geçip gidiyorsun...

Tınısı kalıyor adımlarının,
Bir de ölüm sessizliği şarkılarda...

14 Kasım 2011 300 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar