Mühürlü Mektuplar (2)

//
//

Sevgili cefa esiri,

Seni denizin martıları özlediğinden daha fazla özledim,
İnan;
Ne olur inan bana,
İhtiyacım var elini tutup bir uçurtmanın kuyruğuna takılmaya,
Pek yağmurlarım yağmaz ama şu anda sana seslenirken yanıyor gözlerim.
Bazen şafakta kalkıp kendime soruyorum nerede acaba diye,
Nerede hangi meçhule karışmış esvabı yamalar içinde,
Daha da mühimi çırpınırken us'umun en derin koylarında,
Neden diyorum içimi çeke çeke.
Evdeki her şey hala sana ait hala senin ismini sayıklıyor,
Kokun sinmiş o birlikte oturduğumuz divanın üzerine,
Sehpanın üzerinde gözünün nurunu akıttığın ince bir işleme vardı ya,
Onu da atmadım hiç merak etme.
Küçükken cesur olduğumu düşünürdün sen hep,
Ben cesur değildim cefa esiri ben dizelerden bile ürken,
Korkağın en önde gideniydim,
Lakin arkamda sırtımı dayadığım yıkılmaz bir duvar vardı o zamanlar,
Sen vardın ve ben bilirdim düşmenin tekrar ayağa kalkabilmek için olduğunu,
Kulağıma fısıldadığın mavi dinletiler beni korurken sanki bu gaddar hayatın,
Rahatlıkla boğazına sarılabilirdim.
Hatırlar mısın?
Müzeyyen Abla'dan Huysuz ve Tatlı Kadın'ı çok severdin,
Beraber döndüre döndüre dinler dünü sepetler,yarını es geçer,bugünü yaşardık,
Orhan Veli'den iki satır okuduğumda gururlanırdın tebessüm ederdin,
Ilık meltem esintisi gibi...
Gittiğin gece hiç yüreğimin ortasını kanatmaktan vazgeçmiyor;
Demir bahçe kapısının sesi bir ağıt yakar gibiydi,
Zemheri zebanisi dürttü uyandım,yatağına koştum,
Yokluk sayıklıyordu odanda,
Pencereye yöneldim hızla gitmiş olacağım en sevdiğin vazo kırıldı,
Ayaklarım parçalandı cefa esiri,ayaklarım bir daha olmadı eskisi gibi.
Kavrayamadım nedenini o lahza,
Sonra anladım,hastaydın iyiyim desende hastaydın ve yanımda ölmek istemedin,
Bunu günahın sayıp sandıklara kilitledin sırtına yükledin,çekip gittin.
Ardı zifiri...
Bugün yarın İstanbul beni omuzlarında taşıyacak,
Hemen abdestini alıp cenaze namazıma katılacak.
Bu satırlar eline geçer mi sen hala dünyevi olabilirsin bilmiyorum,
O zaman vaktim olmamıştı belki şimdiden sonrada olmaz,
Hoşçakal;
Hoşçakal cefa esiri...

Gönderenin Adresi

Hüzünlü Çocukluk

Sarı Anılar

Bulut üstü.

Gönderilenin Adresi

Yitik,

Meçhul.

İmza

Meftun Berduş

Yüreğim mühürdür bu mektuba...

25 Eylül 2009 658 şiiri var.
Yorumlar (6)
  • 15 yıl önce

    fazla söze gerek yok bence:Harikaydı... sevgiler...

  • 15 yıl önce

    Bu da deşik bir tarzdı sevgili Metin.

    Senin kalemine yakışıyor şiirin her hali.

    Kutlarım sevgili kardeşim.

  • 15 yıl önce

    yine yakmış yar mektubun ucunuuuuuuuuuud83cudfbbud83cudfbbud83cudfbb

    metin bu mektuplar iyi gidiyo valla bende istiyorum:) demiştim değil mi?

    sevgiler👍👍👍👍

  • mührün hiç soğumasın Şair..

    tebrikler👍

  • 15 yıl önce

    mektuplar... ama mühürlü ud83euddd0

    şükür ki mühür kaleme uğramamış..😏

    mektubunda ötesinde, gönderilen şerefine nail olan ve okuduğunda yaşantılardan gam vurup ağlamak yerine meltem esintisinde bir menü sunmak... bence akıllıca..

    zira mısralar nayif ve dingin.. okuyanın kalbine mıh vari mühürlüyor..

    tebrikler metin..