Mum Yüreklere

Yakışmış bağ bostan
Bahar gözlüm
Bakışlarından umut süzdüğüm


Üzülme ayrılık var diye
Üzülme imkansızlıklar düşlerimizi yıkar diye
Üzülme hasret kuşların eteğinde,
Vuslatı kağnılar çeker diye.


Ben sana yeşil sancaklarla geleceğim
Yahut turuncu düşler öreceğim
Ömrüne bereket
Ömrüne baharlar dökeceğim.


Yitirdiğimiz umutları koy cebine
İlk bakıştığımız yerde
O soğuk yüzlü oto garda
Dilimin tutulduğu yüreğimin pullandığı yerde
Yüreğine ateş, yüreğine yangınlar dökeceğim
Yahut kırmızı dileklerimi sunacağım
Sanırım ki aşktır gelen bize
Oturan iki dizi üstünde yüreklerimizde.
Yeniden yeniden sevdalanacağım


Hızır'ın uğradığı köyden
Aşktan bir tas alıp kaçacağım
Sığınacağım yüreğinin dağlarına
Gözlerime gözlerini gömerken
Mezarcılar elimde kazma yakalarsa beni
Satmayacağım ben bu sevdayı ucuza
Yahut siyah sözlerle ağlatmayacağım
Senin rengine boyanacağım
Kavmim kavminle akitleşirken
Kavi bir sevda üstüne imzalar yakacağım


Sıddıkların durağında
Sadıkane yar beklemek
Değil bize göre
Ya vefasıza gönül vermek
Yahut yüreği ayaklar altına sermek...
Beyazın kirlendiği yerden
Ak pak düşlerle geleceğim sana
Nefesimin buğdaylarını verip yüreğinin değirmenlerine
Ekmeğine katacağım sevda
Katacağım vefa...



Vefasız yürekte sevgim söyle kaç fincan
Pervane dilde ismim kaç cezve
Yürek özünde muhabbetimden bulunur mu damla telve

Tandırı yürek muhabbetin
Bükleğeçler çevirir aşkı
Aşıklar meclisi yıkılır, cezbe ardına cezbe
Kim eyleyecek medet bende ki bu derde


Ruhumun sokakları dar
Ruhumun caddeleri kirli, İzbe
Aldırmam titreyen bedenime
Gözlerime gözlerinden dikilir parka
Aldırmam soğuğa
Aldırmam yalnızlığıma
Elinde boynu bükük bıraktığım güle
Verdiğin dilenci kadına
Sevda düşerim yollara asırlarca parke parke...
Üşüyen yüreklere merhametle...


Ben sana geleceğim
Dilimin diline büründüğü bir renkle
Gökkuşağına gel eyleyerek
Aşka el eyleyerek
Sevdanın tükendiği bir seherde
Aşka gebe hurilerle
Bekle beni ümidin toynaklarının iz sürdüğü yerde.
Geleceğim sana tiryaki türkülerle...




ALGIN / 2010