Mutsuzluğun Şiiri

Şart oldu seni yazmak
Hüznümü yaktığım gecelere
Daldan düşen yapraklara
Köpük giymiş dalgalara!

Şart oldu seni anmak
Güncelliyorum parmak sayılı yılları
Gittin gideli gözlerinin karası düştü
Gözlerimden vurdu beni!

Hesap soruyor,
Yarına gelmeden nefsimi soluyan nefes
Sulara kazıyorum sorgularımı
Sensizliğin farkı iki gözümün yakınlığı
Dilimin isyanını susturmak için
Yokluğunu dudaklarıma mıhlayıp
Gömerim benliğimi topraklara!

Hani sözler vardır ya aşka dair
Hani dokunuşlar vardır ya boşluğu dolduran
Tende canı gül yangınına döndüren..
Hani yeminler vardır ya ağaçlara kazınan
Gittin gideli çıplak kaldı gözlerim
Dolandıkça dolandı
Vedaları saran hüzün sarmaşıklar
Yolunda yaşlandı kaldırımlar!

Karanlığın gözlerine düşmesin
Elveda demeden kurut yaşlarımı
Sevdan kalbime dokunmadan
Sırra kadem vurmasın ayakların!

Hani sözler vardır ya
Alevli oku yüreğe batan
Kefenlenmemiş ceset gibi musallamda yatan
Ay tutmadan bakışlarım
Suçlarımı yüklenme gün!

Hani sözler vardır ya haykırıp çığlık atan
Yokluğa kafa tutan
Yağlı kurşun gibi namlusu ecel!
Hani gözler vardır ya
Derinliğin kuytularına düşürüp
Korku vadilerine martılar uçuran!

Suskun dudaklarında yaşamak için
Uzanıyorum gözlerinin orman gölgesine
Sağanak olup yağmak için
Hasret dokunuşlu bulutlarla
Gözlerimden su veriyorum serçelere!

Özlemim, yazgım, gülcem,
Yeşeren baharım mevsimsiz ayazım
Çalmasın gecemi çalan şarkılar
Kader duvarını yıkan yorgun kalbim
Kara yazım!

Yüz çizgilerimin uzak geçmişi
Düş kumsalıma bırak hayalini!
Hasretine serdim sevgimi
Kıyı ağzı köpüklü sularla kurşunlansın
Gözlerimden süzülen bu hikaye
Bu savruluş!

Sebebim, mecburiyetim
Sarıp sarmalama ufukları
Bana bırak gamları
Dost meclisimde
Sağanak şimdi içime düşen binbir yüz

Akşamüstü gölgesine tutunan güneş
Parçalanan umudumdan ne kaldı
Hangi yüzle doğarsın güne?
Yaralı gecemde sokaklar küskün yıldızlara!

Sam yelleri yıkıyor bak, yıkılıyor taş duvarlarım,
Yalnızlık kulaç atıyor kumul denizimde
Gözyaşlarımla yıkandı vahalar
Dudak yangınımın mimoza gülüşü
Yıldızlar titreyince gök mavisi sularda
Yeşiller giymiş serabım gülümsüyor yüzüme!

Benden gitmeden önce
Seni yazan gecelere sor beni
Yüzüne gül düşürmek için
Karanlığı sererken bedenime
Yıldızları düşür göz yoluma!

Esme baharları ağlatan karayeli
Sessizce kal gözlerimde
Sürme önüme kanadı kırık sözleri
Nefes alışlarım ses olsun yarına
Ben göz yaşlarımı serçelere içireyim!