Nafile-1

Gerçeği unutup hayal kuralım,
Tohumlar, çiçekler, dallar nafile...
İşte benim geçer hayat kuralım:
Harama ekilen döller nafile!...

Sürüye yol arar iz bilmez çoban,
Göstersen tanımaz, hangisi oban?
İster duble olsun, ister otoban;
Gerçeğe çıkmayan yollar nafile.

Adam mı pahalı giyimi diye?
Bilgin mi yabancı deyimi diye?
Hormonlu mu yoksa iyi mi diye,
Müşteri hıyarı eller, nafile.

Yorgundur her haltı onaylamaktan,
Şıkıdım, şıkıdım nanay'lamaktan...
Eksilmez öfkesi kalaylamaktan,
Derdin anasını beller nafile...

Faydası var mıdır şişin, şişin de,
Ölü insan eti sakız dişinde!
Haram midesinde, riya işinde;
Allah'a yalvarır kullar, nafile...

Gidenin ardından ah, figan bitmez,
Eliyle yaptığı kayıtlı, yitmez!
Fatiha dışında havale gitmez,
Kağıtlar, mektuplar, pullar nafile.

Yollarda kurulmuş bin bir baht alı;
Ayırmaz Rizeli, Karslı, Kahtalı...
Varıp varacağı köydür tahtalı,
Polis, cankurtaran sollar... nafile.

Gerekli mi sanki şeytandan vize?
Telaşsız erelim sevdiğimize!
Hiç biri uyarmaz, ders olmaz bize;
Sakatlar, yetimler, dullar nafile.