Ne İlk Ne Son Haldir 2/3
I
(Çatlayıver 
be sabır taşım 
kırıklarda yansısın 
en son ışığım)
bazen terk edilen köylerin 
çıkmaz sokaklarında yankılanan 
titrek bir köpek hırıltısı gibi 
bazen eski bir kapı tokmağının 
metalik yüzeyinde parlayan özgür bir ışık gibi 
ey sesim ,sorma ahvalimi 
vaziyet bildiğin gibi değil...
saçlarının karasında fena kısaldım
fena küçüldüm gözlerinin ışığında 
ne ilk ne son haldir 
bir gün , yok olup gidersem
ne uzat ne de büyüt gözünde 
rumuzla bengi su ile 
yok aslında benim de diğerlerinden farkım
aynı şiirler yazıyoruz tek bir kalem ve ikiz imgelerle 
aynı elbiselerle pişti oluyoruz çıkmaz sokaklarda
aynı birbirine benzeyen insanlarla konuşuyoruz
yiyoruz 
içiyoruz 
geziyoruz
ve 
sonunda hepimiz aynı toprağa giriyoruz
II
inceden bir özlem 
en güzel saç telimi kandırıp
yapışıyor alnıma
kan -ter içinde aceleci 
kırmızı kanatlı bir öfke sineği 
kaşıyor acılarımı
bekliyoruz birlikte seni
gelmiyorsun sen 
tüm vitrinler, gözbebeğimiz
adını yazıyoruz camlarına
insanlar geçiyor önümüzden
sen gelmiyorsun
kaşıntı dinmiyor
öfkem mi daha kırmızı
kırmızı mı daha çok öfke
belki de kaşıntının buharlaşıp
suya dönüşmesi
ne ilk ,ne de son haldir 
III
onca ekildikten sonra bir tarlaya
bilemezdik 
bulutun bir daha uzamayacağını
köksüz mavimize
dargın durabilme 
Allah tarafından
kadınlara bağışlanan yeti değildir
her iki cinsinde ayakları vardır
istediği yerde dik durabilirler.
yer çekimi terse işleyen
ağaca tırmanan bir yılan 
veya bir zürafa değildir
ah ! dik duruşlu kadınlar
onların hep kalbine vurur ağrılar
ne ilk ne son haldir
takıp takıştırmam
kırmızı ruj üzerine yeşil farlar
onca rengi bir anlık ölüme feda eden kelebekler
hep neden ölümsüzdürler
rumuz:bengisu

