Neti Neti

Genişletilmiş bir ânı zaman diye belledim
İşte budur bilinen ve takrir eden hikmetim.

Açıldıkça daraldım
Daraldıkça kapandım
Aydınlık ve karanlık arza yayıldım
Ki tanrım bu nasıl kırgınlık böyle
Bu nasıl bir gök , bulutsuz boğar insanı
Gecesiz yorar
Ve ben yine kırılırım
Öyle ki , kırılır serçe kadar parmaklarım.

Ve işte korkusuzum
Durup seyredebiliyorum saatlerce bir yaprağı
Parkın ortasındaki çölü
Dünya arsız bir kadın gibi
Bin kere yüzünü bana döndü
Ben döndüm celladımın ahmakça seyreyleyen yüzüne
Dünya ne ki tanrım
Kalem kitap ve evrak
Silah çapa ve çekiç
Üstelik çok tanrılı, çok yaralı bu dünya
Sorsak hakkımız bile değildir kahrolmak
Taşmak ve köpürmek öfkeden

Üstelik ne bu benim yüzümdeki
Altın oran , kavisler, çıkıntılar, birşeyler
Senin olmasaydı yırtardım onu mutsuzluğundan
Yüzümün U dönüşündeki mutsuzluğundan ...
Yakardım içimde bir deniz gibi dalgalanan
Çalkantılı geçmişi.

İşte yine iki noktadan bir doğru geçmiyor
Bitmiyor sızılayan kalbimdeki utanç
Dinmiyor onun kanaması
Ah tanrım ! Kalbim seni son görüşünden beri
Böyle donuk , kanamalı, yaralı.

Bana haram çölde güneş
Kutuplarda buz parçası
Erkeksin, suçlanırsın, vurulursun
Kapatırsın gövden delinirken surdaki bir gediği
Kadınsın, suskun, kırık ve yalnızsın
Kim bilir, kırsan göğsündeki kafesi
Aydınlık bir dünya fışkıracaksın
Fakat kadın erkeği doğurur, erkek kadını
Sen insansın
Boynun bükülür ! Utanma!
İçi ağırdır boynu bükük insanın.

Birşeyler seziyorum,
Ölümüm olsa gerek.
Görmek isteyeceğim gözler intihar fışkırıyor
Kopuyor yani yürek denen fırtına.
İşgal altında ihraz peşinde koşuyor pezevenkler
Kelimelerle oyalanıyor böyle zamanlarda dünya
Gülerken bile simsiyah gülüyor insanlar
Oysa bir gülüş, bir devrim değil miydi tanrım?

Çirkin sözler ve susamak
Suya, kana, şehvetle kendisine tapınmaya dek
Gök ve yer ve arasındakiler
Ve içinde ve dışındakiler
Sonsuz yazgısından sıyrılırken mülk olmak
Mülk olmak! Mülk olmak! Mülk olmak!
Deşiyor hırsızlık denen yosma elindeki hançerle
Oyuyor usul usul putların gözlerini
Oysa mülk Allah'ındır kime sorsak!

Onlara şarkılar söyleyeceğim tanrım
Derler ki
Ruhlar da yorulurmuş eski otomobiller gibi
Biliyorum cetvele tartıya cebire sığmaz
Öyleyise niye yorulur bir ruh ?
Niye çöker cüsseye kudurmuş köpek gibi?
Bu katılık , bu kötülük yaraşmaz ona
Onun gözleri değil görüşü vardır
Latiftir, cisimden cisime sızması vardır
Kulağı yoksa da duyuşu vardır
Şu güçsüz gövdeye etmesin zulüm
Artık ölü olana, perdesiz ölüm.

Bu sırrı ifşa ediyorum tanrım
Ki ben ölümü
Ölümle öldürdüm

16 Ekim 2017 162 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 6 yıl önce

    Her zaman şiirlerini severek okuduğum şair içtenlikle kutluyorum güzel dizelerinizi👑👑

  • 6 yıl önce

    ben bu şiire susar ve çokça tebriğimi bırakırım anca ..

    yoruma kopyalamaya kalksam şiiri bütünüyle almam gerek ..

    👍👍👍