Nihavent
Dağıtmış saçlarını deli rüzgara karşı
Seyrediyor mehtabı yıldız alacasında
Gizli bir derdi varmış gibi yüzünde keder
Sanki ırak bir kentte yitirmiş sevdasını
Onu öyle görünce bir tuhaf oldu içim
Kahırlandım kendimce bilemedim ne için
Başladı yüreğimde arsız acı sancılar
Kimin derdini anlar dertlere yabancılar
Ay ışığına batmış dona kalmış gözleri
Gecenin ırmağında söndürüyor közleri
Tedirgin gülüşünde çalıyor bağlamalar
Mehtap bile habersiz derinden ağlamalar
Ayrılık ne sevda ne çayda bir çakıl taşı
Her sevdanın içinde yanar kendi ateşi
Ne yana dönersen dön alır götürür seni
Hiç böyle görmemiştim gözü yaşlı gül/teni
Ozanca İzmir
Günaydın sayın Fevzi bey! Şiirinizi dikkatle inceleyince sonuç kıta değil de beyit olarak yazılması gerekli gibi geliyor bana. Duygu aktarmaktaki ustalığını onaylıyorum selâm ve sevgilerimle.