Noktalı Çengeller
İçimde 
Çocukluğumdan kalma
Yalnızlık korkusu,
Kayısı ağacının 
Çörtene dokunuşu...
Buruk bir uykunun devamı,
Minik bir kalbin çarpıntısı...
Neydi o;
İçinde büyük sorunların beslendiği,
Küçücük beynin
Zonklaması...
Zonklamanın,
Bir musluk soğukluğunda,
Son bulması...
Korkuların başlangıcı mı,
Yoksa bastırılması mıydı?
Uyku horultusu...
Kah yalnız olmadığımı hatırlatır,
Kah savunmasız olduğum kanısını...
Uyumak elde mi?
Alıştığım horultu ürpertisi,
Yok olduğundan beri...
Nasıl bir duygu bu?
Yeşil kanepenin yarısını kaplayan,
Önemsiz bir nesne mi?
Yoksa milyonlarca 
Ağacın bulunduğu ormanın içindeki
Ufak bir dal parçası halimi...
Küçücük bedeni,
Ölüm korkusunun sarması mıydı?
Yatma vakti...
Yoksa uyuyana kadar,
Yalnızlık korkusunun bastırılması mıydı?
Binlerce harf
Ve
Yine binlerce noktalı çengel
Minik beyinde canlanan...
Ah bir kez olsun,
Sıraya koyabilseydi
Harfleri ve noktalı çengelleri...
Yazılacaktı bebekliğin eseri.
Ama...
Amanın sonunda 
Bıyıkların terlemesi,
Yumurta topuk, sivri burun ayakkabının
Asfaltta bıraktığı sesi...
Bebeklikten duyulan 
Bazı nesnelerin hedefi,
Nede olsa çocukluk hevesi...
Bir bisiklet
Ve arkasında
Bisikler büyüklüğünde römork...
Hedef römorku taşımak mı,
Bisikleti sürmek mi idi?
Ah hedef bir belli olsa idi...
Ama...
Bilinçsiz yapılan deneyler,
Ve ardından
İrili ufaklı artçı depremler...
Ve 
Bebeklikten kalma
Hep o noktalı çengeller...
Ne idi?
Niçin varolurdu? Hala anlasılmadı...
Ah bir anlaşılsaydı... 
Ama...
Koskoca bir okyanusta
Küçük bir salın
Korunacak bir koy araması mıydı?
İki kalbin çrpıntısı...
Yoksa
Dalgalara karşı set oluşturulması mıydı?
Gözlerin birbiriyle çakıştırılması...
Ve içimde,
Çocukluğumdan kalma korkuların yarısı...
Kesilmişti artık,
Evin önündeki
Büyük, heybetli kayısı ağacı...
Galiba hiç çözülmeyecek,
Noktalı çengellerin manası...
