O
Solmuş bir resimde kalmışım sanki
Bayatlıyorum yavaş yavaş
Biraz aşk serpin üzerime
Yalnızlığımın çığlığıyla
Kan ter içinde uyanışlarda
Kalem düşüyor onsuzluğun çukuruna
Defalarca aynı günü yaşıyorum sanki
Tespih taneleri gibi günler
Yok birbirlerinden farkları
Dejavunun da dejavusu
Pıhtılaşmış damarlarımda akan kan
Gereken şey
Bir doz tutku, bir doz heyecan
Haketmiyorum bu yalnızlığı
Benim terim yalnızlık değil aşk kokmalı
Herşey görünüyor çevremdeki gözlerde
Kin, öfke, kıskançlık, ikiyüzlülük, bencillik...
Yüreğimi tutuşturacak kıvılcımı göremedim hiçbir gözde
Aradığım belki de içten bir gülümseme
Zamana tempo tutmaktan sıkıldı kalbim
Horon tepmek istiyor delicesine
Kana doyurmak istiyor bütün damarlarımı
Kana ve aşka
O kadar soğumuş ki
Tutuşmak istiyor bir ucundan
Sonunda kül olmak olsa da
Öyle biri olmalı ki
Kalemin tarif edemediği
Sadece kalbimin işte o diyebileceği
Yasakalamalıyım kederi kendime
Onu yaşamaktan hayatı görmemeli gözlerim
Hayatımı o doldurmalı
Kalan her şey teferruat olmalı
Sözleri raptiye gibi saplanmalı beynime
Aklımdan bile kovmalı beni
Sükutunda kuğu asaleti
Onu görünce anılarım silinip gitmeli
Ruh yanmalı kalem üşümeli
Yokluğunun ayazında zaman donmalı
Utangaç dudaklarından içmeliyim masumiyeti
Gamzelerinde parsellenmeli Cennet bahçeleri
Özlemi Cehennemden esen rüzgâr
Beklemeliyim onu
Her köşe başından çıkacak gibi
Adı düşmesede ses tellerime
Kalbimin her çarpışında o var
Sünger çekeceğim tüm kayıp günlerime
Ona dokunduğum gün
Ve o gün ben
Hiç olmadığım kadar tutsak
Hiç olmadığım kadar özgür
Sıcak bakışlarıyla çözeceğim yüreğimin buzlarını
Ve kalanından başlayacak yeni bir ömür
