'O An'
Ah işte, onun o son olduğunu bilsem seni bırakmazdım.
Yüce tanrının bizi bi daha bu dünyada yazmadığı gerçeğini bilmiyordum ki
Bilsem zamanı durdururdum
Bilsem güneşi o en tepedeki yerine sabitler, yıldızlara yalvarırdım gelmeyin sakın diye.
Dönmesin dünya diye en uzun çiviyi alır, magmaya kadar çakardım
En ufak bir ilerlemeyi hakaret sayar, kin duyardım
Zamanın ‘o an’dan geçmesini isteyen her insan en büyük düşmanım olur,
Bütün savaş meydanlarında, bütün ringlerde onları alt ederdim
Diyorum ya…
Ama bilmiyordum.
Bilmemek ne acı şeymiş
Yaşarken öylece ‘o an’dan geçip gitmek
Olanlardan sonra fark etmek
‘O an’ son muydu yani demek
Sonra da sonsuza kadar ‘o an’da kalmak
Bilmiyordum, bilsem…
Bunca yazınca yanlış anlama derdim dünyayla, kaderle, yüce tanrıyla değil elbet
Senle.
Gitmiş olmanla,
Kalmış olmamanla,
Vedalaşamamızla,
Benim seni sayfalarca, dakikalarca, zamanlarca özlememle
Bu kadar kelamdan anlamadınsa eğer git Oruç Aruoba oku
O beni bilmiş de yazmış
Özlem dayanılmazdır demiş
Ben o andan beridir dayanıyorum
Var gerisini de sen anla...
