Od Sönüyor
izini sürdüğüm ve saati kurulu kırk yıldan
bu güne miracı avuçlarım diye kapaklanıyorum secdeye
bu yüzden karınca yuvaları kanlı
şimalde bitimsiz rüzgarlar
eşkıya hükmünde zeybekler oynanıyor aşklar üzerine
başta kara yağız efe
yırtık bir dize üflüyor kanlı
bir de sipsiye
rahmani fikirler üretiliyor
her naranın sonunda
od sönüyor sağanak dualardan
ceylan vururken kuşluğun ilk saatini
piştov sesi boğuyor karanlığın çığlığını
sek sek yürüyor düşene kadar düşleri
dağların kenarları gamsız olur bu şehirde
denizde birleşirken isterik nameleri çam kozalarını acıtır kırk yıllık midyeleri
kırılır titrerken ışıklar ve mendirekler
zifir üzerine kurulur tüm hikayeler
karanlıkta öpüşür ilk kez
şehrin oğlanı ve kızları
şimal başlarında dönerken...