Oğul

Ben seni geyik mantarlı fındık bahçelerinde bekledimdi oğul
Yağmur yüklü bulutların akşamüstleri köyüme yürüdüğünde
Güneşli bir perşembenin ortasında acı-acı çekerken tütünü
Hayallerimi yıkadım,verdim akışına Aksu ırmağının
Seni ben,karanlığı delen yıldızlar gibi bekledim gecelerimde
Yokluğunda bile ellerimde büyüttüm saklı özlemler içinde
Okşadım kestane rengi saçlarını geleceğime gün-ışık
Seni ben metre-metre,dakika-dakika,an be an bekledimdi oğul.

Oğulları dönen evlerde davullu-zurnalı düğünler oldu
Çıkıp gelmedin gözlerimi verdiğim ince uzun yoldan
Oysa sarılmak için kollarımı sana hazırlamıştım oğul
Duvardaki resmine aktı gözlerim büyük hüzünler derinliğinde
Parça-parça ellerim öpücüğünü bekledi bayram sabahları
Zeyno'dan haber getirmişler mübarek "üç aylar" hürmetine
"Ölürüm de başka eve gelin gitmem"demiş oğul...

Sen gelmeyince,ananın bir türlü ağrıları bitmedi oğul
Sesini dinledim teyipten,sesini dağlara verdim.
Sustu yaban kuşları,seni dinledi...
Çoban seni...koyun seni...kuzu seni...
Sen kolumdun,kanadımdın,koskoca mavi bir yarınımdın
Gülüşümdün,elimin tuttuğu,gözümün gördüğü her şeydin oğul
Sen benim,derin yaralarımın son bulduğu
Muhteşem bir sabahımdın...

22 Temmuz 2010
Gebze/Kocaeli