Olasılıksız

Hastayım;
Hastalık içimde kıvrılan bir yılan,
Ve dişlerinde yüreğim,
Kusuyor fütursuzca, zehrini kalbime.

Acım, bana aldırmadan ulaştı, son raddesine.
Sinemi delen sızılarda vücut buldu yine,
Tarihime kazınmış yaşananlar.

Bir sıcak bakışı esirgediğin günlerdeki gibi;
Cam kenarlarında, yalnız yolculuklar; şimdi hayatım.
Sensizliğin, metruk, soğuk sonsuzluğuna.

Enginlerimde mafsallaşmış yaralarım kanıyor,
Ben sussam, kâinat kulaklarıma adını fısıldıyor,
Mutluluk iksiri gülüşlerini, göndermediğin günlerdeki gibi;
Süresiz huzursuzluklar; şimdi hayatım.

Kaçırılmış fırsatlar ülkesi belirdi, ufukta.
Yokluğundayım, adsız, sansız, muallâkta,
Tanıştığımız o yolda yalnızım; hazin bir sonun, korkunç başlangıcında,
Ruhumu dinledim, sessizliğimin yuttuğu canhıraş çığlıklarım revaçta,
Paranoyak düşüncelerle sarılı, tenha bir adayım.
O hoş ses tınını, bir lahza işitmediğim günlerdeki gibi;
Tarlalarda, cansız korkuluklar; şimdi hayatım,

/Asırlık heykellere taş çıkartır yalnız bendim./

Olasılıksızlığına katlanmak, öylesine bedbahtlık ki;
Mukavemetim, giderek azalıyor yaşama karşı,
Yaprak üzerine tutunmuş, ürkek bir tırtıl gibiyim;
Saçlarına karışan hafif bir rüzgârda toprak olmaya hazır...

Düşünemiyorum;
Başımı döndüren, sihirli kokunu hissetmediğim günlerdeki gibi;
Rıhtımlarda, rotasız ayaklar; şimdi hayatım,
Bilinmezliğin kanat çırptığı ruhsuzluğun odağına...

Cenneti tattırıyor, bir an olduğun günlere dönmek; zihnimde,
O perde kapandı, biliyorum bir daha yaşanmayacak, gerçekte,
İmkânsız kılındı, cenneti hissetmekte, seni geri getirmekte,
Ellerimi tutmadığın günlerdeki gibi;
Tokmağı çalamadan, kapı önlerinde beklemek; şimdi hayatım.

Toprakta filizlenememiş bir tohum gibiyim,
Yağmurlarla ıslanıp, her geçen saniye eriyişimi izliyor kâinat,
Kendisine mucize suyun, bana çiçek açtıracağını zannediyor, tabiat,
Özlem, kahvemin telvesi gibi, içime çökmüş hakikat...
Beklentiler, birikip düşen bir çığ oluyor naçiz bendime.

Gelmediğin günlerdeki gibi;
Ansız hıçkırıklar; şimdi hayatım...

Boşluğa asılı kalan bir söylentiyim, yalnız hücrelerim hissiz,
Şakaklarımı ağartan zaman ve mekân benden habersiz.

/Pençesinde soluğu kesilmiş bir ceylanım, zamanın;
Mutluluk sürmek kısa, seni beklemek tükenmez;/

Düşümde bile uzanıp tutamayışım gibi;
En mutlu anlarında, rüyalardan uyanmak; şimdi hayatım.

Gözlerim kararıyor,
Titrek soluyuşlarımla oksijen dolduruyorum ciğerlerime,
Yaşama tutunmak bile değil bu, belki de,
Nurunu üzerimden çektiğin günlerdeki gibi;
Mum ışığında, yol tayini; şimdi hayatım.

Hüzün; etkili bir zehir, karıştı kanıma,
Sevinç; asılı kaldı novaların arsız gülümseyişlerinde.

Hiçbir anında başrol oynamadığım gibi;
Buruk bir bayram arifesinde, anılaşan anıları yâd etmek; şimdi hayatım.

Zakkum tadı varken damağımda, hoş bir tat aramak boş,
Adımı anmadığın milyonlarca zaman dilimi gibi;

/Sen benim karşı maddemsin;
Yokluğun sonsuz elem, varlığın yokluğum.../

15 Ağustos 2010 126 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (7)
  • 13 yıl önce

    harika bir şiir kutlarım Musa yüreğin hep çağlasın

  • 13 yıl önce

    uzun ve akıcı bir şiir

    mükemmel bir finaldi

    tebrikler incili dizelerin usta şairine

    ellerin dert görmesin şairim sevgiler.👍

  • 13 yıl önce

    Işık sol yanından parıldamış pırıl pırıl🙂

    "/Sen benim karşı maddemsin; Yokluğun sonsuz elem, varlığın yokluğum.../👍

    Kutlarım Musacım..

  • 13 yıl önce

    yüreğine sağlık...tebrikelr.👍👍👍👍👍👍👍👍

  • 13 yıl önce

    kutlarım musacım... harika dizelerdi...

    sarıldım satırlara....👍👍👍👍