Öldü Alabalık
işte karşı karşıyayız,
taştan kalplerimizi avucumuzda sımsıkı tutup,
toz etmek için birbirimizi iki yüzlü aynada.
yığılsada içimize neyseler,
biz ağlamaklı gülerdik.
bakışlar hep denize doğruydu, yol bilmizdik.
bu denizde, iki tutsak, iki hiçlik.
ölüm, akıntının nazik yumruklarından yakayı kurtarmak.
problem olmamalı bir balık için susuz kalmak, bir insan için nefessiz kalmak.
burada havalar değişmez.
buz olsa da yüzgeçlerim, mevsimler yok, üşümek diye bir şey yok.
sudan çıkarılmış, toprağa bırakılmış iki balık.
öldü alabalık, öldü alabalık.
belki de yoktur yüzdüğümüz akıntının sonunda hiçlik acısı.