Ölüm
Bir daha uyanamamak
Cıvıl cıvıl kuşların ötüştüğü
Hoş bir sadânın kubbede bâkî kaldığı
Ruhanî huzur dolu sabaha
Bir daha sayamamak
Gökyüzünün siyaha büründüğü zaman
Dolunayın etrafında hınzırca
Göz kırpan küçük yıldızları
Koklayamamak bir daha
Baharın şen çocuklarını
Çisiltinin ardından buram buram
Tabiatın derinliklerine yayılan
Toprağın o mis havasını
Bir daha ıslanamamak
Beşiktaş yollarını adımlarken
Galata üzerinde dizilip
Haliç'in ağzına salladığı oltasına
Kurban bekleyen balıkçıların yanından geçerken
Bir daha koşturamamak
Dakikalarla kaçırdığın
Ağır salınımlarla uzaklaşan
Ve ardından bakakaldığın trenin peşinden
Bir daha gülümseyememek
Annesinin sürdüğü arabasının içinden
Etrafa umarsızca gülücük saçan
İri gözlü şirin bebeğe
Sarılamamak bir daha
Yıllarını senin için heba eden
Uğruna ömründen ömür veren
Dokuz ay yükünü taşımayı gurur bilen
O fedakâr ve müşfik insana
Bir daha öpememek
Daha ilk adımında bile
Düşmeyesin diye arkandan kollayan
Heybetiyle güven verip
Canıyla yaşam sağlayan
Saygıdeğer varlığın elinden
Bir daha ağlayamamak
Sevdiklerinin ardından
Eski bir resme bakarken
Ya da bir mezar başında
Gülememek bir daha
Yine onlarla beraber
Mutlu anlarda
Bir daha sevememek
Seni sevenleri
Ve hatta sevmeyenleri
Bir daha sövememek
Çemberinden geçemediğin feleğe
Ve bir daha bu yalan diyarın
Baharını kışını, güzünü yazını
Doğrusunu yanlışını, günahını sevabını
Dünya gözüyle görememek
İşte o ölüm dedikleri şey
Bu olsa gerek...


Yürek şairi bu nasıl tanımlama bu nasıl bir şiir.. Sade akıcı yakıcı güzel bir şiir olmuş.. Kutladım..