Ölüm Değil Bu
hayır
ölüm değil bu
dört duvara sıkıştırdığım suskunluk
mahşerin intihar provası
susuz bir eylemin yamacına kelepçelerken dudaklarımı
ve bedevi kadar aç iken dilim
yağmurdan kaçıyorum
sızmasın
avuç çatlaklarımdan o göç bulutlar
ıslanmasın parmaklarıma sıkıştırdığım gonca
kopardım
yediverenleri uykumun beş vaktinde
siyaha ve beyaza boyadım rüyalarımın çocuk çığlıklarını
sen
düşme geceme öyle
eşme papatyaları sürünüp göğüslerine
zaman baharı geçeli beş oldu
çeyrek var kış örtülerine
o ıssız parmaklarımı kavrayan üşümelerim
ve deştiğim hikayelerim
başımda derin oyuklar
o imansız sızılar yuvarlanırken kar topu büyüklüğünde
ve silkelenince
gürültülerin kopardığı çığlardan
kaşlarıma biriken buz taneleri
şubat ateşinde erirken
ve damlarken göz bebeklerimden yanak çukurlarıma o zerre
zannetme ağlıyorum
ilahi müebbetin donukluğuna sarılmışım
kuru tütün misali
kibrit ile kav arası yangınım
közüm
mangal küllerinde boğulan
kestane kokulu
hücrem etmişim soluğumu
kilitleyip ahşap kapıları
hayır
ölüm değil bu
dört duvara sıkıştırdığım suskunluk
mahşerin intihar provası
susuz bir eylemin yamacına kelepçelerken dudaklarımı
ve bedevi kadar aç iken dilim
yağmurdan kaçıyorum ...
"közüm mangal küllerinde boğulan kestane kokulu "
ve dem tutmuş👍