Ölümün Sessiz Çığlığı
Sessiz bir limana demir attı yüreğim
Martıların sesinden başka ses duyamıyorum
Hepsi birden koro halinde ayrılık şarkıları söylüyor
İçimde hafiften bir ürperti,
Ve yalnızlığın verdiği ızdırap beliriyor yüzümde
Ağustos ayında olmamıza rağmen yüreğim üşüyor
Hasret denen illet ve yalnızlık tüm çehremi sarıyordu...
Belki de bu yaşadıklarım ölümün , Azrailin sessiz fısıltısıydı
Gözlerimde yaş yerine akan kanlar,
Acılar üzerine yazılan şiirlerim,
Yalnızlığın rehberi olmuş hayatım,
Belki de günlerdir burnuma buram buram kokan kara toprağın habercisiydi...
Yıllar sonra tekrar ölümden bahsetmek,
Yaşarken ölümü tatmak bu olsa gerek
Hayatın beni götürdüğü yere kadar gideceğim
Belki karanlıkların en son noktasına,
Kimbilir belki de sonsuz aydınlığa ulaşacağım...
Ama şundan kesinlikle eminim ki;
Şu an ölümü istiyor,
Şu an ölümü arzuluyor,
Ve son nefesimi vermek için dua ediyorum...