Ölüsüz Ağıt Düğünsüz Zılgıt

Sen ey ürkek güvercin gelişlim,
Sen ey Kays yüreklim, Şems bakışlım,Yusuf yüzlüm,
Bu ne amansız bir hasrettir,bu ne dermansız bir dert,
Yine yoklamakta beni ölüsüz ağıt,düğünsüz zılgıt...

Gecenin ıssız sessizliğinde hasret sağanak gibi yağarken üzerime,
Dışarıda sokakları kan götürüyordu,hücreler akil adamlarla dolup taşıyordu.
Ama en çokta anneler yavrularından ayrılınca canım yanıyor, rüzgar bile ağlıyordu...

Sen ranzanda aydınlık şafakların hayaliyle uyumaya çalışırken
Ve cebelleşirken binbir hasretle,
Ben dışarıda gün sayıyordum saç tellerimle
Dün gibi aklımda; mahalleden İbrahim'i, Ethem'i,Selim'i aldıkları gün
Ben yüreğimden sana selam göndermiştim.
Oysa onları Diyarbakır'a götürmüş,görüşmeniz mümkün olmamıştı,
Muratları gözlerinde,gözleri arkada, selamın üstlerinde kalmıştı
Ve o narin boyunları urganın insafsız ellerinde asılı,
Gençlikleri hayattan hoyratça sökülüp alınmıştı.
Dün gibi aklımda,o zamandan bu zamana bir tek seven yürekler zulme dayanmış,
Bir tek memleket sevdalıları aşkı da,kavgayı da birlikte yaşamış.
Şimdi dolsun kadehler vazgeçilmez sevdalar ve kavgalar şerefine,
Hadi gel şafağı bekleme...

12 Nisan 2017 60 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • içime bir avuç jilet üşüştü mısraların kanlı şafaklarından..sevgilerimle güzel dost..