On Leylaya Bedeldir

Gözlerinle yüreğimi yakarsın
sel olur gönlüme çağlar akarsın
deme usanırsın deme bıkarsın
hani mahsum mahsum bakıyorsun ya
o bakışın on leylaya bedeldir

İnanki yürekten sevmişim seni
şu deli kalbimde sevdalar yeni
kapımdan geçerken görünce beni
hani nazlı nazlı gülüyorsun ya
o gülüşün on leylaya bedeldir

Seni düşünürüm şafak atarken
seni düşünürüm gece yatarken
mehtaplarda o elini tutarken
hani bir çift kelam ediyorsun ya
o kelamın on leylaya bedeldir

Gönül fukaradır gönül virane
sevdiğimden beri adım divane
işveli işveli ve mahsumane
hani gözlerinle süzüyorsun ya
o gözlerin on leylaya bedeldir

Gözü senin kadar yeşil bi yara
gezdim rastlamadım hiçbir diyarda
işveli ve nazlı şu sokaklarda
hani endamınla geziyorsun ya
o endamın on leylaya bedeldir

Dert anlatıp dost olmuşum duvarla
hasım oldum felek denen o yarla
inadıma inadıma esen rüzgarla
hani saçlarını dağıtırsın ya
o saçların on leylaya bedeldir

Hasretlik sanmaki umudum kırar
ömürü tüketen gönül fedakar
sevdalı sevdalı bana aşikar
hani tatlı dille konuşursun ya
o tatlı dil on leylaya bedeldir

Seveceğim seni dünya döndükçe
seveceğim seni ömür sürdükçe
konuşurken bana bakıp güldükçe
hani gül yüzünle gülüyorsun ya
o gül yüzün on leylaya bedeldir

Hicranım ihtiyar şu kalbim geçten
yalansız dobraca yürekten içten
seni seviyorum derken sevinçten
hani göz yaşları döküyorsun ya
o göz yaşın on leylaya bedeldir

Aşığım muhtacım o dermanına
vurulup katıldım dert kervanına
altınlar dizdiğin o gerdanına
hani zülüfünü sarkıtırsın ya
o zülüfün on leylaya bedeldir

Her zamanki gibi sabahtan erken
malum yerde çayımızı içerken
mahsumca küçük bir buse isterken
hani binbir cilve yapıyorsun ya
o cilveler on leylaya bedeldir

Senin gibi deyil ayda bir sefer
otobüsü kaçırıpta derbeder
geç kalırım diye ey nazlı dilber
hani bana sitem ediyorsun ya
o sitemin on leylaya bedeldir