Önce Adını Yazıyordum
kırmızı bir rujla
parlak bir aynaya yazdım önce adını
odanın her yanı karanlık
bizi bekleyen sürpriz gizliydi
önce ben girdim içeri
ardımı sana bıraktım
ve tutuyordum elini
işte onu bırakamazdım.
...
şaşkınlığını gizlemedin sende
etraf bambaşkaydı bugün
adem havvayı niye sevdiyse
seviyordum o gün
biliyordum
alıyordum
karşılığını
adını söylüyordum önce
sonra su/suyordum
dudaklarında dumanı tütmeyen ateşte
yanıyordum.
medeni kurtlar gibiydim önce
bebek sahili iki üç volta hesabı
arada bazı kaçamaklar oluyordu öyle
ne seni tanıyordum
ne sana aşıktım
o zaman farklıydım işte
şimdi bambaşkayım.
günahlar yok oluyordu saniyelerimde
seni yanımda gördüğüm her saniyede
bir çocuk oluyordu kalp atışlarım
bir hırçın kartal yavrusu
ne seni sarıp sarmalamışım
ne de bir gün olsun üzmüştüm doğrusu.
ben adını yazdım önce kumlara
denizin dalgaları dahi uzanamıyordu
gel-gitlerde yaşanmıyordu yüreğimde
kıyısı yoktu aşkımın okyanuslara
mükemmel bir hayata doğru
yürüyordum ayaklarım basınca yere.
ben sevgiyi yazıyordum tarifsiz
ilk kitabını yazan şairin ruhu
ve nasıl bir hikmet bu yahu
içimde güneşler doğuyor
kış ortası/gece yarısı
ne bir kez olsun sensiz olunuyor
düşünce sırtına buğday sarısı...
aşkımı yazdım büyük harflerle
virgülün üstüne düştü son nokta
ardından seviyorum dedim asilce
suskun bir o kadar da
masum oluyordun kırptığında gözlerini
öyle güzeldi süt beyazı teni
her bakışımda aşık oluyordum
adem içine çeker gib ha(V)vayı
çekiyordum var gücümle.
uyanmadan gördüğüm son rüyayı
anlatıyordum sürçi -aşk ile