Onuncu Gün Yalnızlığı

dağların dumanından ceylanların gözlerinden bahseden
bize benzettiğim türkülerin kurbanıyım ben
uyumaya yasaklı bir balkon sandalyesinde
solgun bir gölgenin sigara arayışıyım
ruhuma sığınmış göğün kül rengi yalnızlığı
sızılarım var çocukluğumu hatırlatan
acıdıkça konuşmayı unutturan

ikmale kaldığımız ömür dersi
tepesine trafikler doldurduğumuz dağ
dünyayı yağmalayan ve
ölümcül hünerler sergileyen insanlar var aramızda
aramızdan çekilsin yarasa kanadında yaşayan kentler
kuzey kutbu ve penguenler
semirmiş nice suç iklimi kirletti kırları
göğsündeki parklarda biraz uyuyayım

korkarım dolunay her şeyi anlayacak
ışıltısında bir karanfil dertleniyor
dudağımın kenarında öpüşlü anların
gözlerimin ıslak duruşu
yüreğimin yüreğini arayışı
ve şiirime sinmiş kokun
kimse görmesin ilkbahar biriktirmiş ellerimi
sevmenin harflerini damlatarak
ısınıyor göğsümde sapsarı ıssızlık

nehirin deniz olma haliyim
çağlaya çağlaya genleşiyor tutkum
sana sokulmak istiyorum usulca
yalnızlığın kalabalık halleri var ruhumda
mavi gezegenimiz
çınar ağacım
nar çiçekleri
yazlık sinemalar
sisli bahçeler
varlığımıza dokunan tüm türküler
parmaklarımı yüreklendiren sevişmeler
ve yanaklarımın kırmızılığı

biraz önce anımsadım gecenin acelesini
rüzgârın bittiği yerde kaldı hayallerim
ötesi kin, kargaşa
miğferleri çınlayan ahtapotlar
kıyıma uğrayan karayağız çocuklar
yüreğimin duyulmayan çırpınışları
gestapoların çivili lügâtları
aniden gerçeklerin üşüten şaşkınlığı

alnımın ortasında toz duman yanların
hep savunmasız ortada can
ne zaman dalsam sevdaya, sana
bir tutam albüm, biraz ray, biraz yol
uzaklığı kavratan trenler ve terminaller




biz, mavi bir afişe yerleştirilmiş iki güverciniz
yaşamak başlayınca göğe bırakılacak
o gün gelince teninin deniz kokusuna çağır beni...

19 Haziran 2013 508 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar