Örselenmiş Tragedya

hangi tren garında bırakmıştım kendimi, hatırlamıyorum

bir Mayıs akşamı Adapazarı'nda,

saat 5 banliyösüne yetişme telaşında

ya da bir Aralık gecesi, bir kar tanesinin süzülüşünde

beklerken Ankara trenini Arifiye garında,

kaç sigara söndürmüştüm, bir yelkovan için...

hatırlamıyorum dedim ya,

bir yaz akşamıydı, anımsıyorum

kekik kokuyordu yine Güzelbahçe

güneş ufuğu usulca boyarken turuncuya,

kim bilebilirdi yıllar sonra bir tayfun kopacaktı,

notalarından sıyrılarak, comptine d'un autre été,

tüm intiharlara inat!

bir tren garıydı, belki de İzmit

on kala Haydarpaşa'ya

dumanında bir yüz belirirdi, Djarum de black!

adını siyah koy!

tüm beyazları çoktan boyamıştık ne de olsa.

siyaha...

fikirler sabit değil, ama tutarsız.

durun! hatırladım, sanki maviydi.

Basmane'ye varmadan bir önceki gece

ne de çok hayali söndürmüştük,

iki kişilik bir sigaranın son deminde.

anımsıyordum dediğini Edip'in

iki kişilik bir yalnızlığı oynuyorduk.

tek kişilik oyunlarda.

perdeler, açılıp kapandılar;

sonunda bir Yakup belirdi, sandım

ortasında yarım bırakılmış bir kadehin

oysa!

tüm beyazları siyaha boyamıştık çoktan

ne bir kurbağa kalmıştı

ne de bir Yakup! Çağrılmayan.

çok geç kaldım

eksik bile değilim artık.

bir yüz tuttum ki, bir çağ açar

entropi doğurur, en kısır haliyle

bir tren garıydı, hatırlıyorum.

adını sen koydular,

sonra ben,

unuttum...

27 Ocak 2020 143 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (1)