Otuz Yıl
Gönlüm aşka susadı
Yandı içim dışım
Tek gözüm kaplı
Nişan aldım hedefe
Gez gör arpacık hesabında
sınıfta kaldım
matematiği sevemedim birtürlü
Nefesimi tuttum
Her attığım karavana
olsada ömrümde bir kez
onikiden vurdum.....
Gece ve gündüz
Nöbetlerdeyim
Parolam aşk
işareti umut
Zırhlı bir araç gibi
kilitliydi kalbim
Sadece bir anahtarı vardı
Açmasını bilene feda edecektim
en masum en temiz halim ile
kıskıvrak yakaladı aşk beni
teslim oldum
sorgusuz sivalsız
Arnavut biberi gibi sözler
eridi yüreğimde
tereyağı bal gibi
acıyı tatlıyı
hasreti gurbeti
aşkı muhabbeti
tatdım hayatta
üçöğün yoklama verdim
eksiksiz
kömür karası gözlerine esir oldum
aşkın tek kişilik hücresindeyim
ne şikayetçiyim ne mağdur
Dolandı yıllar
Uçuştu takvim yaprakları
bağzan ürkek bir kuş
bağzan da kabına sığmayan
kabarmış taşkın tertemiz süt
tadı damağımda kaldı hayatın
Kırmadan kırılmadan
topladım aşkın meyvelerini
doyumsuz........
duygulu yüreğini,sesinin tonunu,
elini yüzünü,saçının telini sevdim
Çıkarsız,koşulsuz ve limitsiz
iple çektim her günün akşamını
gözlerinde kaybolmak için
ha bu gün ha yarın derken
Otuz yıl'ı devirdi bu aşk
Ufuktaki kızıl güneş her gün
yeniden parladı dünyama
umut ile
huzur ile
ne borçluyum ne alacaklı hayattan
aşkın ilmeği boynumda yaşarım
şiirimde sen
yüreğimde
ve yanımda sen ol yeter....
..................................................