Öykü
aynı öyküde başlamıştı unutkanlıklarımız
aykırılıklarımız
ve çiçeklerin yasaklı marşı
öldürülmüş bir baharın anısınaydı
hiçbir cümlede rastlanmadı izimize
ayrı duraklarda karşılaştı gölgelerimiz
gölgelerimiz ve biz
umarsızca yiterken günlerin içinde /sövgü
kırık sevgilerdi kahırlarımızdan dökülen
yabanıl kahramanlarla süslediğimiz şarkılar
yanlış ezgilere yataklık ederken / biliyorduk
acemiliğimizde büyüttüğümüz çocuklar
kod adlarla
pazarlanıyordu yanlış savaşlara
gün gün düşülen tarihin rahminden
buruk sevdalar bırakılmıştı bize
aynı öyküde başlamıştık
kesişmiştik yüreğimizin soğuk şehrinde
telaşlı bir paraleldin
ben burnunun dikine giden bir meridyen
sen dolaşırken tropikal umutlarla
benim yoluma hep kutuplar çıkıyordu / hep soğuklar
biliyorduk
ayrı zamanlara ayarlanmıştı saatlerimiz
kaçırılmış bir buluşmaydı hayat
yaşanmamış mutluluklar düşlüyordu yüreklerimiz
aynı öyküyü saklamıştık titizce
naftalin kokulu anılarımızın arasında
açmadan kapımızı soğuk bir mevsime
ömrümüzün sonyazında
buluşsun yine ellerimiz
bu öykünün son paragrafında
Kasım,2004 /Kiraz
(Çıkınımdaki Azıklar)
aynı, öykü'de başlayıp - bitmek.
bütün mesele bu sanırım, öykümüzü aynı kahramanla sonlandırabiliyorsak, ne mutlu bize.
kutladım Eşref Baba.