Parkta Bir Garip
Usulca banka gelip
Hafif yana kay, dedi.
Kenarına ilişip
İkiye bir pay, dedi.
Konuşmadı bir süre,
Yere baktı, hep yere,
İsmini birdenbire,
Söyledi, “Tugay” dedi.
Vaktin var ise evlat,
Gitme kal birkaç saat,
Ben de ibretlik hayat,
Söz var bir alay, dedi.
Anlattı hece hece,
Fısıltılı sessizce,
İçelim mi ilk önce,
Şöyle demli çay, dedi.
Doğumum hepten garip,
Servetim cepten garip,
Hayatım toptan garip,
Her şeyim “nanay” dedi.
Evlenmemiş bekarmış,
Günübirlik yaşarmış,
Ama sevdiği varmış,
Bir anda “Şenay” dedi.
Kim bekler, bu kadar kim?
Sızım artar her ekim
Yollarını gözlerim
Kaç hafta kaç ay, dedi
Kazancını kârını,
Kaybetmiş tüm varını,
Döktü gözyaşlarını,
Avucuma " say" dedi.
Kalkınca hatırladım,
Atmıştı üç beş adım,
Memleketten söz açtım,
Sanırım “Hatay” dedi.
Dedim: ne bu gam keder,
Dedi ki: yazı kader
Yaşamak buysa eğer
Vay gençliğim vay, dedi.
Vay gençliğim vay, dedi.
Neşet Ertaş 'ın kendi hayatını anlattığı şiiri anımsadım. Aynı içtenlikle bir şiir okudum kaleminizden. Emeğinize sağlık, sevgiyle..