Paslı Bir Rüya

Kalbimden geçen yollar

hiçbir haritada yok,

bir denizin kendini unutması gibi

taşlara çarpıp geri dönüyorum.


Umut bir uçurumdu,

düşerken kendime çarptım,

Sana hiç rastlamadım,

koordinatsızdı  aramızdaki

ana karaların 

soğuk ve sıcak yüzeyleri.


Gözlerimden sarkan ince iplerle

göğe bağladım çocukluğumu.

Bir bulutun dağılıp yok olması gibi 

izsizdi her şey.


Gecenin kalbinde

mavi bir göl yanıyordu,

üzerinde yürüyen sessiz balıklar

isimlerimizi taşıyordu.


Herkes bir masalı yaşamak ister,

Gerçekliğin yalanlarında

boğulurken.


Zaman

kendi küllerini yiyen

bir kuştur oysaki 

Uçup giden şeyler var

içimizden.


Her ayna,

ölümü biraz daha prova eder,

kırılmak için doğmuştur

bütün camlar.


Ve insan,

hiçbir yere varmayan

en uzun yolculuktur.


Zaman,

boynumda taşıdığım

paslı bir anahtar;

açtığı kapılardan hep

başka karanlıklar sarkıyor.


Ve ben biliyorum:

insan,

kendi boşluğuna yuvarlanan

sonsuz bir metafor.


Gökyüzü,

kendi omzunda uyuyan

bir sürgün gibi

ağırdı.


Her kelime,

dudaklarımdan düşerken

başka bir yarayı uyandırdı.


Su suyla ıslatmaya çalışmak gibiydi

Koparmak senden kendimi.


10 Eylül 2025 324 şiiri var.
Yorumlar