Poyrazın Zılgıtları
soluksuz bir tershane rampasının
çakıllı yollarında
sersebil çamurlar
stabilize asfalt köhnemiş aman
aman parmaklarımı dermansız eden irili ufaklı taş taneleri
şimdi kan izi bırakmasak ta
kısa vadede acı türkülerle çizeriz göğsünüze kan yollu kanaviçe
zira ayaklarım çıplak benim
derviş kanıyla acılar birleşir hû
bir türkü gölgesinde
dolmasın yüreğine
gül nafile bir karanlığa solmasın üç noktalı alfabede
elif
bitmesin ismin gibi mürekkebin
istisna falçatalar yaralamasın benzini kristal dallarının
gittin daha önce
gittinse ne oldu
dert üstü murad üstü müydün kiremitleri eğri hanede
eşek yükü kılıçlarla beslendin
ol ölüm aşkına.
oysa ne oynak oyun havalarımız vardı çıplak avuçlarımızda oynanılan
çıplak ve kara
kuru gölleri hamam ederdik
yasinler eşliğinde
böyle onarırdık bütün tahta kaşıkları
ihtiyar bir kaşıkçıya sunmadan daha
perçemleri kır avurtları kırçıl oyunlar onanınındı
saba makamlı halaylar cenk etmeden önce
canına canına vururdu poyrazın zılgıtları