Pürtelaş Sokağında Ağırdır Yalnızlık
Ne ağır bir imtihandır yalnızlık
Bir
İki
Üç
Parmaklarımın son öpüşü bu dudaklarını
Kapat gözlerini ve uyu
Y a l n ı z l ı ğ ı n a...
Mandalla tutuşturulmuş sözcüklerime
Öyle sert eser ki düşlerimin bulutları
Tutkuya döner her bir ıslaklık şiirlerimde
Karanfil kokulu mendiller kurular belki
Yine inanırım gördüğüm dünyaya
Biraz da rüyalara...
Kendi hacmiyle kendini on ikiden vuran
Koca bir delilik olur ellerimizde yalnızlığımız
Sığmaz
Sığılmaz hanelerimize
Geceler uzun olur düşlerin uzadığı noktada
Cahildi yaşamlarımız koştururken sokak aralarında
Bıçak sırtındaydı hüznümüze yoldaş tebessümlerimiz
Kızıyordu adamlar
Ve kaçıyordu çocuklar
Beyaza çabalayan kara yazgıya
Yol boyu çakıl taşları çocukların boynuna dizilirken
Bir namlunun ucunda sil baştan şekle giriyor adeta insanlığımız
Susuyor yalnız yanımız
Bir faninin son isteği okunuyor
Duydunuz mu
Oysa biz
Görmek istediklerimizi görüp
Duymak istediklerimizi duyuyorduk bu aralar
Ve seviyorduk yaşamayı
Çöpe attığımız ölümlerden daha çok
Bu sabah acemi bir mavinin soluklandığını gördüm kapımda
Pürtelaş sokağının başında toplanmış şiir sakinleri
Onlar da görmüş olacak yalnızlığın çocuklarını
Çocukların yalnızlığını
Kanıtsız düşlerin zanlısı artık şiirler
Olay mahalline dönecek elbet küllerinden doğan yalnızlığımız
Saksının içinde bırakmışsam merhabaları
Ama sen paspasa sakla vedaları
Belki evde olmam
Olamam
Gir sen içeri
Ve söyle
Baharını kaybeden düş mü yalnız
Güneşini kaybeden yaz mı
Güzel olmasına güzel ama bir kaç klişe dize de var olmasa iyiymiş.
Bu şiiri çok sevdim.
Kutlarım👍