Rozerya


yüreğin Hilar

mağarası gibi serin

yüreğin dağlarcası

gariban, ıssız

söyle sen hangi

boranın meltemisin

yanar dudağında karanfil tütün

yanar da verir

sırtını Kırklar suruna

ellerin kelepçe

ellerin zozan

gözlerin zor kafesler

gözlerin zilan

içerin Kralkızı içerin mahzun

alıngan, kuğumsu

hançerem hançerli

suskum sahipkıran

bir masum pusuda tahtırevan

söyle ben nereye gideyim Rozerya

gel de gör içim dışım Amedya

yaşmaklara yaşamaklar doladın

Rabbinden razı

sesin papatya devrimi

sesin ardınsıra zılgıtlar

körpe nazenin

daha kaç mendil

sarsın yangın kederini daha kaç

ahraza bürünecek

cıvıltısı sabilerin

gel de izle Rozerya

aşklar şimdi bir mumya omuzlarda

tepişirken fevkinde

şımarık firavunlar

aziz bir şehir yıkılıyor altında

hal böyleyken

hasmına kılınç

olsan da duramazsın içinde dimdik

çökersin soylu

sevdiklerin aşkına

biz şimdi sensiz

boyuna çöküş

biz şimdi gözlerinsiz

antik tohumduk

bak da yeşert Rozerya

Diyarbekir hayat ister bağında

yeniden nefes almak

biz ki yorgunluklar halkı

gürleşirdi alnımızın teriyle

ceddimizi saklayan

aziz toprak.

çocuklar eker

filintalar yeşertirdik yılmadan

usturalar kayarken ensemizden

bükülmezdik usulca

ata yadigarıydı mesleğimiz

yüreğimiz haykırır gözlerimizde

canımız o parola

yakıl ama yıkılma

söyle susma söyle Rozerya

diyesin

yitik insanlık

hangi eğreti dağın ardında 

09 Temmuz 2019 12 şiiri var.
Yorumlar