Rüya
Eski günlerden kalma bir merhaba duruyor
Kurumuş güllerini sakladığın vazoda
Bugün güneş evime gözlerinden vuruyor
Sen varmışsın gibi huzur dolu her oda
Kapı çalıyor sabah biraz gecikmiş bir ses
Sesime karışıyor sevginin avucunda
İçimde birden bire parçalanıyor mahbes
Sallanıyor saadet bir umudun ucunda
Pardösünü çıkarıp asıyorsun duvara
Ahşap rafta bir kitap okuyor hayatını
Beni bırakıp hicran sarılıyor efkara
Nakşediyor yüzüme her varlık sanatını
Mazi güzelliğini çiçeklere kondurmuş
Bir masal esintisi aynamda bakışların
Rabbim sanki zamanı ellerinde dondurmuş
Baharlar büyütüyor dudaklarında karın
Her yerde aydınlığı o kısacık zamanın
Aksakallı ihtiyar diyor; gözyaşı gülsün
Kalksın omuzlardan ağırlığı dünyanın
Uyanmak olmasın hiç rüya benimle ölsün
hecenin şairini kutluyorum👍
Bu şiir kurgu mudur? -Değil. Peki bu şiiri başarılı kılan nedir? -Şüphesiz hem vücudu hem gölgesi.
Var mıdır şöyle göze batan bir hata? -Küçük bir yazım yanlışı o da pardösü sözcüğü aslında pardesüdür.
Geçtik bunları şiirin sesinde bulduğum bir şey vardı ki o da içler acısı... Mazinin küflü şarkıları gibi gaipten gelen bir sesin o çığlık çığlığa yankısı.
Anılar yığını altında kaybolan insanı kim arar, kim kurtarır acaba? Bir şiir encamı kalır işte bu hale boyanmış insana,yitik sesleri bir de... Bu halleri iyi bilenlerden birisi olarak Ağrılı dizeleri tebrik etmiyorum
ve diyorum
lâht...