Rüya Günlüğü / İplikten Yol

Bilmiyorum neydi yaşadığım
Saat kaçtı,mevsim neydi,ben kimdim
Belki ölüm uykusunda bir rüyaydı gördüğüm
Belki de yakazada,bilinçaltımın esiriydim
Şuursuzca atıyordu,sanki sökülecekti kalbim
Ürperdim şaç diplerime kadar
Ve yaprak yaprak titredim...

Birden şimşekler çaktı beynimde
Korkunç bir uğultuyla sallandı zemin
Gök yerde gürlüyordu sanki,bulutlar yerde
Parlak bir ışık kapladı bütün her yeri
Bir ışık ki;tayfı büyüyen göz bebeklerimde
Yer yarıldı ve açıldı perde perde...

Bir kapı belirdi ansızın önümde
Kulbu safir,gövdesi haza tunçtan
Buyur etti içeri,kör bir dilenci
Korkarak girdim açılan kapıdan...

Dilenci usulca koluma girdi
Çok büyüktü elleri ve yüzü kirli
Mezar gibi simsiyahtı gözleri...

Her yer karanlıktı ve sessizdi
Baykuşlar bakıyordu sağdan ve soldan
Yürüdük,has yünden eğrilmiş,iplik bir yoldan...

Aç,susuz ve uykusuz yürüdük günlerce
Bu nasıl bir yoldur ki,akla zarar
Bitsin diye beklerken,boyuna uzar...
Ben üflesen düşeceğim,canım burnumda
Dilencide ne yorgunluk,ne de bezme var...

Söylene söylene yol bitti lakin
Şimdi de karşımda,sırçadan bir duvar
Boyu yerin dibinden,ta arşa kadar...

Dilenci,haydi dedi,bir omuz at,kır
Kır ve ardındaki encamı bir gör
Deli misin sen dilenci,her yanım kanar
Omuzla yıkılır mı,koskoca cam duvar
Korkma dedi,o sadece sureta bir cam
Pamuk gibi yumuşaktır,yakmaz ki can
Haydi korkma yüklen ve dal içeri
İçeride bekliyor seni,asıl ihtişam...

Gerildim,koştum ve duvara yüklendim
Un gibi ufalandı,yıkıldı duvar
Her yerim sapa sağlam ben içerdeyim...

Aynalarla bezeli kocaman bir oda
Ne bir gölge var içerde,ne ses,ne seda
Sadece orta yerde yaralı bir kuş
Dedim ki; güzel kuş sen nesin,kimsin
Kuş ses verdi birden,ben senin kalbinim
Neden geldin peki,ne işin var burda
Yatıyorduk ne güzel yatağımızda
Gözlerime baktı kuş,dinle dedi
Ne yer,ne,içerim,bak ne haldeyim
Nerede yaşıyorum,sende gör istedim
Haydi gidelim dedim kendi dünyamıza
Yolumuz çok uzun,çok yol var daha
Kuş,gelmiyorum dedi ben seninle
Bırak beni burada,sen dön evine
Artık ara sıra hatırlarsın beni de
Zar zor doğruldu yerinden,uçtu gitti
Bağırdım arkasından ama duyan kimdi...

Birden dilenci seslendi haydi yoluna
Belki tekrar kavuşursun yaralı kuşuna
Bari söyle dedim,dilenci sen kimsin
Tanıyorsun aslında dedi,sana çok yakınım
Hala anlamadın mı?,ben senin aklınım
Devasa bir tokmakla başıma vurdu
Bir çığlık attım ki,semadan duyuldu...

Çığlık ata ata kendime geldim
Kan ter içinde uyandım derin uykudan
Kurtuldum bin yıl süren,o garip rüyadan...
Ellerim göğsümde,kalbimi aradı
Neyse ki,yerindeydi ve atıyordu...

22 Mayıs 2010 160 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (5)
  • 14 yıl önce

    güzeldi,duru,samimi,içli...,

    tebrikler.

    sevgiler.

  • 14 yıl önce

    Güzel içi dolgun bir şiirdi kutlarım şairim selamlarımla😙😙😙👍👍👍👍👍👍

  • 14 yıl önce

    Madde tesirinde soyut bir şiir olmuş. Görmek için kör olmak gerek sanırım! İçtenliğine teşekkürler...

  • 14 yıl önce

    Binbir gece masallarına nispet bir rüya..

    Herşey var neredeyse içinde..

    İnsanın en önemli iki özelliği akıl ve kalp..

    Bazen rüyaya yansır insan hayatı bazen hayata yansır rüya..

    Bu kadar hırpalayıcı olmaz inşallah,kan ter içinde kalmaz yaşayan🙂

    Kutlarım👍

  • 14 yıl önce

    hikaye tadında son derece güzel bir şiir okuttunuz gece vakti bizlere

    ne yazıkki her bedende var sanırım bu yaralı kuştan.

    tebrikler can bey emeğiniz değer görsün hürmetler.👍