Rûz-i Mahşer De Olsa
Demir olsa erirdi toprak imiş neyleyim,
Hasretin elemine nasıl dayandı gönül.
Sinemdeki yerinde o'nu nasıl eyleyim,
Bunca sene sen diye boşuna yandı gönül.
Gönül lâf anlamıyor ağuyu bal eylemiş,
Sevdâ'nın çöllerinde Mecnûn olup söylemiş.
Ah-ü zâr'ı dinmeyen bülbül-ü şeydâ imiş,
Bir kızıl gül rengine nasıl da kandı gönül.
Unutmak kolay mı ki vefâ yokmuş şânında,
Aşktan yana değerim kalmamışsa yanında.
Adını zikrettiğim gecelerin sonunda,
Tanyeri ışıyanda hep seni andı gönül.
Yalnızlık diyârında makberdeki bu çile,
Gözlerden gönüllere akışın gelir dile.
Kalk borusu çalınca Sûr-u İsrâfil ile,
Rûz-i mahşer de olsa gelecek sandı gönül.
Efsunlu gözlerinle büyülendiğim an'da,
Tükendi ümitlerim emânet olan can'da.
Yalan dünta denilen iki kapılı han'da,
Yolunu beklemekten bıktı, usandı gönül.
bu şiiri okurken bağlamayla çalıp okumak geldi içimden..ben çok beğendim..terikler👍👍👑👑