Rüzgar Gülü
urbasını sıyırıp ayrılığın döşüne yaslandı hicran
küfürbaz gecelerin diline övgüler yazdı yorgun kalemler
ki yorgunluk kalü beladan bela idi sırtlarına
tere yağından kıl çeker gibi koptu bir bir
ömür takviminden sayfalar
dünde kalan gözler bugüne şaşı, yarına kör
gör dedi yıldızlardan kayan dilekler
un ufak kaldın gidenin peşinde, gör
kaçak kaypak zamanlarda toplamıştı çiçekleri
kokusu zehir, tadı zakkuma eş
esti, fırtınanın koynunda büyüyen rüzgar gülü
kopardı yapraklarını
toprağını çamura çevirdi
çamuru kavurup yüzüne sıvazladı güneş
günün geceyi
sarayın eceyi
şairin heceyi beklediği gibi
bekledi
gönlünden kopan iki kelimeyi dilinden diline vermek için
vehimlerin gölgesinde üşüyen öksüz çocuğa
susmak dedi yer ve gök
payına düşen
rızası ruhunda uçurum, düştü ankara...
işgali şölenlerle kutladı rüzgar gülü
gazan mübarek ola
günün geceyi sarayın eceyi şairin heceyi beklediği gibi bekledi gönlünden kopan iki kelimeyi dilinden diline vermek için vehimlerin gölgesinde üşüyen öksüz çocuğa👍
Güzeldi Hatice hanım kutlarım içtenlikle...