S-Akla Beni İstanbul (orjinal)
1
-İs/li ve sisli bir geceydi sana geldiğim zaman- 
Gecenin ıslak örtüsü üşütürken yangınlarımı, 
Vakit dilime kekeme türkülerin takıldığı bir andı! 
Göğsümde asılı yüzsüz ihanetlerle 
Bulutlu gözlerimin yağmur hasreti 
Ve dilsiz tellalların avaz avaz çıkan sesiyle 
Sana geldim... 
Elimde bağbozumu küskün umutlarım, 
Ceplerimde biçare korkularımla 
Kangren olan hayat akışımı da alıp yanıma, 
Hengâme-i gamımla geldim. 
Şizofren başlangıçlı öykülere 
Ve mısraları yarım kalmış şiirlere konu olmaktan korkup, 
Gözlerimin kan ter içinde uyanan kâbuslarıyla 
Sana geldim... 
Yaralı bereli anlarımı atmak için denizinden, 
Kirişlere asılı kalmaktan yorulan bakışlarımı 
Kurtarmak için belki de... 
Ya da 
Hüseyin olan ismimi Kays'a benzetip, 
Onun çölde kaybettiğini sende bulmaya geldim. 
Belki de biraz Yusuf'a özenip, 
Züleyha için kuyuna gizlendim. 
Sende bitirmek istedim, 
Ağrısı dinmeyen ayrılık ayraçlarımı. 
Çocukluk düşlerimden çalınan 
Hırpalanmış ezgilerimi bulma umudumu 
Sana saklandım... 
Suyu çekilmiş ölü bir ırmakken, 
Denizine kandım... 
Dalgalarına sevdiğim kadının saçlarını sakladım. 
Çoraklığımı yağmurunla sulayıp, 
Yıldızlarında kendi gözlerimi araladım. 
Rüzgârında hep annemin kokusu 
Göğüne yaslandım! 
Özgürlüğü yağmalanmış esaretimle 
Denizindeyim! 
Boğulsun artık peşimi bırakmayan hüzünlerim. 
Gülüşü keskin bıçak olan iblise inat, 
Azalsın kaygılarım! 
Huzurunla ruhumu sarayım. 
Yorgunum biliyorsun. 
Sokak çocuklarının gözlerinde acıyı görmekten, 
Sesi ayyuka çıkan cinayetlerden 
Ve senaryosu hep yanlış yazılmış 
En bilindik aristokrat hallerden 
Yorgunum! 
Kedere bulanmış gecenin neminden, 
İçimde ihtilâlci bir gençlik gibi, 
Büyüdükçe büyüyen intihar sözcüklerden 
Yorgunum! 
Biraz da uykusuz... 
Kalabalığınla içimin cellât yalnızlığını dindirmeye geldim. 
İçimde üstü açık kalan mezar karanlığı seslerime 
Sesinle ışık olmaya geldim. 
Sana geldim İstanbul! 
Saklanıp içinde, 
İçimde aklanmaya geldim. 
Sakla beni İstanbul! 
Beyaz bir martı gibi 
Akla beni İstanbul! 
2 
-Tan yerin buğulu yüzüme inat, gönül şavkımı aydınlatmakta- 
İçimde büyüyen kör pencerelere, 
Şen kahkahalı balkonların perde çekiyor. 
Bütün kaldırımların ?Yürümekten korkma! ' diyor. 
Cesur bir kahramanım sende 
Destanlardan çıkıp gelen 
İri gözlü bir akıncı 
Ve başı dik bir tarih oluyorum isminle! 
Ağlamaya ramak kalmışken, 
Güldüğüm anlarım şahit! 
Güneşin zulmetime perde çekmekte, 
Geceye yıldız gibi yağan ışıklarınla, 
Umutlar içime üşüşmekte. 
Ne zaman denizinin kokusunu çeksem içime 
Şiire adanıyor tümcelerim. 
Dalgalarına gizlediğim 
Kadının saçlarıyla örülüyor dizelerim. 
Dinginliği tadıyorum. 
Tan yerin buğulu öyküme inat, 
Şen şakrak türküler dillendirmekte. 
Susmuyorsun toprağımın özge şehri! 
Sözcüklerinin kırıntıları bile yetiyor doğrulmama. 
İzin vermiyorsun Kerbela'mda vurulmama. 
Kaldırımlar boyu ayaza yatışımda, 
En ayyaş halimin sokakta kalışında, 
Hatta üç kuruşa hayatımı satışımda bile 
Umut oluyorsun... 
Yağmurun arındırırken sorgulardan, 
Toprağında bereketleniyor huzurum. 
Şefkatine sığınıyor ruhum. 
Büyüdükçe büyüyorum... 
Gözlerim masmavi bir deniz, 
İçimde yaz akşamı iklimim 
Ve gülen gözlerime dokunuyor ellerim, 
Gün doğumu tadında hayaller büyütüyorum. 
Yıllanmış yılgınlıklarım darağacında kalırken, 
Şakaklarıma saklanan efkârımı yolcu ediyorum. 
Bütün yüzlerde nev-civan bakışlar 
Kendimi yaşama demir atmış buluyorum! 
İçimin mahzenleri künt-ü kenzinle doluyor, 
Ruhumun gergefinde umudu dokuyorum. 
Sana sakladığım kimliğimle, 
Kendimden hiç korkmuyorum. 
Bu yüzden, 
Hakkının ziyadesi sana vermem gereken. 
Denizinin köpüğü gibi beyaz gelinliğinle
Ve tepelerinden esen rüzgâr şenliğinle 
Baharda cemre düşüşlü bir gülüşle. 
Her mevsim, 
Dalga tadında bir öpüşle. 
Hakkının ziyadesi sana vermem gereken 
Saklayıp akladığın yürekler için, 
Dilsiz bir şairden, 
Şiirler dolusu sevda diliyle. 
Türküsünü yakarken üşüyen ozan sesiyle 
Ve tarihimin mirası olan memleket sevgisiyle 
Hakkının ziyadesi sana vermem gereken! 
3 
-Bul/duklarım bulamadıklarımın referansıydı görülmeye şayan! - 
Ey asırlık tarihiyle şaha kalkmış şehir! 
Sende selama durdu Fatih'li devir. 
Hangi semtine yüzümü yaslasam, 
Cennet... 
Ne zaman kendimi senden uğurlasam, 
Cinnet! 
Surlarına sırtımı dayayıp, 
Koca bir çınar olmaktayım. 
Sırlarımı denizine saklayıp, 
Yeni doğuşlar tatmaktayım. 
Şehriyarsın/kapındayım! 
Şehrim yarsın/aşkındayım! 
                24.05.2010

Harikaydı geçmişten günümüze İstanbul okudum iyiki ilk sayfadaydı ve iyiki gözüme çarptı.Mahrum kalmadım iyiki.emeğine sağlık.
Bir şehir ki elinde geçmişin gücüyle siler bütün yalnızlıkları.Yalın bir sızı varken isminde bizi mutlu edecek ne çok şey saklamıştır hikayesinde. Şair diline sağlık.emeğine sağlık. Tebrik ediyorum.
Duygular sel olup akmış, çok beğendim... Tebrikler👧👍
Ne sevdalar ne yaşamlar saklandı bogazın iki yakasında senide saklar şair
Tebrik ederim Emegine Yüreğine Sevdana saglık Dostlukla...
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍 abi güzelliği anlatacak kelime bulamadım onun için bu yorumu yaptım ne yapayım elimden bu kadar geldi 🙂