Saatler Bile Uykulu
çıldırmış gibiydim,
bir gece vakti ranzanın çıkardığı çığlıklar kulağımı örselerken,
o muhteşem o dayanılması zor ses.!
katlanılamaz bir halde kulaklarımı örseliyordu,
sanki birer bağımlı gibiydi parmaklarım,
tenimi kanatırcasına tırmalayışlarım,
dudaklarım birer morg gibi,
soğuk.!
kusursuzca işlenmiş parmak izlerim artık yok gibi,
neler oluyor yada bu bir rüya olmalı,
aksini inkar edecek tek bir ses yok yankılanacak,
uzaklarda okunan bir ezan sesi ilişiyor tıknaz beynimin kesesiklerine,
doğrulup kendime bakıyorum,
utanıyorum...
sevdiğim kız geliyor ansızın göz odacıklarıma,
dokunmak istiyorum yavaştan yavaşa,
özlemimi bir kat daha sarıyor veda çığlıkları,
üşüyorum,
yalnızım artık çaresizim,
dostlarım kırgın bana bilirim,
erdem,barış,burak,oğuzhan,
ve ender bulunacak bir abim asortik şef 'bilal susuz'
gülüyorum kendime ya onlar bir yerde yada ben sehpa üstünde,
boynuma takılı hudut yanlısı vaazlar,
yutkunmamın o tuhaf hissiyatı,belki ilk kez farkında olmam,
garip.!
tekerlekli bir sandelyede mahsur kalmış gölge çoçukluğumun,
kalem tutmayan ellerim peşrev çeker gibi vurgulu,
inanılması güç ama saatler bile uykulu...