Sadakat Ve İhanet

şimdi sol elini tut sağ elinle
pencereden sokağa bak, ama uzaklara
masada üşüsün bir bardak çay
parmak uçlarından başlasın soğumak
sakın basma gölgeme ışıklarla oynayıp
bir de ayna ya bakma sakın
yüzünde kanarken kanj
solfejine dokunma aryamın
bir de kusma avuçlarına zira
cenin ölür daha dokunmdan aşka
ah lea kurduna çürümüş bir elma cennetimin
sevmenin kurgusunu bozan bir deprem geçerken
liflerimin fay hattına köprü kurarken düşlerim
belki dibindesin kendi cehenneminin

ayaklarında bağlı iğdiş edilmiş dişi töz
simdi kaldır ellerini göğe üçe kadar say
abdestsiz cürümdü, kirlettiğin sularda yıkanan putlar
yontular satılmış çamurun şekline yenilmiş yağmur
ihanet yani kırmızı bir kuşağa bağlanan beyaz gelinlik
kirpik göze batan bıçak, sessizce saplanmış sırtıma
bir gece ortası, düş yarısı ansızın
sesimden sınanmış pusat söylenceler
susmuyorsa ihtimal, unutuyorum demektir seni

kapattım kitabı masal bitti gece bitmedi henüz
bir düşün son sayfası az sonra öleceğim
tahrifatı hayatımın ama mutluyum kesinlikle
evet evet sakallarım uzamış üstelik yüzüm de sararmış
ellerimde hüzün sarısı çizgiler solmuş
odama kar yağmış dışarıda gölgeler donmuş
masam da ucu yanık sevişmeler
bir darağacı bir kadın ihaneti beyaz bir gülümseme

evet evet mutluyum kesinlikle
zülden gül devşiren ki ellerimden
ateşi çalan o müstakil cehennem
söndü bir öpüşüyle Anka'nın
iste bu yüzden, her dağın
adını değiştirdim/sevgilim


Araf'ta bekliyorum seni

---

CC_