Şafaği Sökmeyen Gece
Bİlmem ki hangi zifiri karanlık,
Şafağı sökmeyen,
Bir gecede doğurdun beni be anne.
Hala doğdugum günkü hıçkırıklarım,
Boğazımda düğüm düğüm durmakta öylece.
Acılarım dinmek bilmiyor şafaksız gecelerde,
Bu gece doyasıya ağlamak istiyorum be anne...
Her zifiri karanlık gece,
Doğacak yeni bir güne gebe değilmidir anne?
Doğmayan güneşin müdavim bekcisi oldum,
Yıllardır sancısını çekmekteyim sökmeyen şafağın,
Söyle sende beni bukadar zormu doğurdun be anne??
Bilirim canından can kopardım doğarken.
Gözlerin uykuya hasret nöbet tuttun,
Hiç gocunmadan gecelerce
Ne acılara gögüs gerdin kim bilir,
Yokluk illetinin elinde?
Beni büyütüp tahtımı yapayım diye,
Tahtımı yapsanda bahtımı yapamadın,
Yapamadın be anne....
Sancılarım artmakta,
Dayanacak takat kalmadı nerdeyse,
Bu sonu gelmeyen zifiri karanlık gecelerde,
Doğmayacak şafağı beklemeye.
Bende uykusuz gecelerde soluksuz nöbetteyim ama,
Umutlarım hiç bir zaman büyümedi,
Büyütemedim,büyümüyor be anne!!!!!!!
Selbes bir çalışma örneği olarak çok güzel uyum kendi içinde gizlenmiş öesaj yerinde verilmiş
Sancılarım artmakta, Dayanacak takat kalmadı nerdeyse, Bu sonu gelmeyen zifiri karanlık gecelerde, Doğmayacak şafağı beklemeye. Bende uykusuz gecelerde soluksuz nöbetteyim ama, Umutlarım hiç bir zaman büyümedi, Büyütemedim,büyümüyor be anne!!!!!!!
süperdi...tebrikler...kaleminize sağlık...👍👍😙😙👑👑👑
Tek kelimeyle harika....
Peygaber efenimize sormuslar
ya Resulullah ilk cennete kim gidecek
resulullah birinci ben ikinci bizi dogran Analarimiz Ücüncüsü Islamiyetin korucusu Allahin Arslani Hz Alidir der
Peygamber efendimizin bu sözlri analarimizin hic bir zaman haklarini öeyemiyecegimizin anlamini tasir
Bravo tertip gercekten bravo
sayın sait bey bu güzel ve bir okadar duygu
dolu yorumunuz için yürekten teşekkür ediyor
saygılar sunuyorum.
Bir türgünün maya ya da halk dilinde gazel denilen uzun havası vardır. ben onu özel günlerde çok güzel yorumlayan kişilere söyletir ve içlenmenin doruğuna çıkarım:" Tükettim nakti ömrümü/sermayem bir âh kaldı/Aldım derdimi lokmana götürdüm/ dedi senin derdine bir ilah kaldı/Beni bu kara günler için mi doğurdun anam/ belimde bir poşi başımda bir külah kaldı..." Anne detlerimizin boğazımıza çöküp nefes aldırmaz ettiği anda ağlayan bir çocuğun "anne" diye ağlaması gibi imdadımız yetişmesini isteriz. Şairin de dertlendiği anda o kahrımızı çekecek tek varlığa sığınması ondandır. Sitem onadır.Ona yalansız dolansız anlatırız içimizi. bu yüzden yani içimizden gelen duygular sıcacıktır. O sıcaklığı da şiiri duygu yumağı haline getirir. ben bu şiirde ki şiirin olmazsa olmazı olan "duygu"yu yğun görüyorum. işte o zaman şiir başlıyor. Sonrakiler ise başarıldığı kadarıyla kalıcılık sağlıyor. Bu duygu yüklü şiiri yazan kalemi, Safiye Hanım'ı kutlarım.