Sahici Düş...
Kıyı lokantasının küçük lambaları hiç değişmemiş...
Eteğime dokunduğun an,
Paçalarından süzülüyor yine deniz.
/ Masamızın bir ayağı hala kırık.../
Koltuğunun altında tuttuğun gazeteden,
Ufak bir parça yerleştiriyorsun,
Seviniyoruz düzene...
Bu köşe sanki bizi beklemiş geçmişten.
Yine birleşti gözlerimiz.
Telaşlı çupralar oynaşırken,
Küçük taşların sobesine düşmeden,
Kenetlendi avuç izlerimiz...
/ İyi ki almışsın ceketini, demek üşüyeceğimi biliyordun. /
Bazen yanında öyle çocuk oluyorum ki
Atılıyorum kollarına,
Kapanıyor pencerem, tüm serzenişlere.
Aldırmıyorum terli terli su içmeye...
/ Yaa garson bakıyor öpme! Şimdi olmaz... /
Çabuk söyle beyaz şarabımızı,
Uzaklaşsın yanımızdan elalem.
Ve saçlarım kavuşsun omuzlarına...
/ Yani şimdi ordan daha mı güzel görünüyor ufuk,
Yoksa yanına gelmem için bahanesi mi... /
Haklısın, turuncu hala hasret çalıyor dilimizden.
Hayır, dudaklarımı ısırmıyorum.
Bu sadece sana hayranlığımdan.
Tamam itiraf ediyorum,
Biraz da heyecandan...
Hadi bu kez rüzgara kaldıralım kadehimizi.
Biliyorum, sesin gülümsetecek yine balıkçıları,
Bir an için unutacaklar ekmek kavgasını.
Ve ben gururlanacağım yine seni sevmekten...
/ İnsanlar neden bu kadar üzgün,
Yoksa gamzelerime konduğunu bilmiyorlar mı... /
Yağız,
Baksana yunusların neşesine...
Buselerinden nasıl da pay çıkarıyorlar kendilerine,
Boşver öyle bilsinler.
Yanağıma bıraktığın nergisler,
Nasıl olsa benim, değil mi...
Bitmesin akşam,
Bitmesin rüya...
Ya da sussun herşey kollarının arasında.
/ N'olur Yağız, söyle denize,
Biraz daha kalamar,
Ve bu gece ondayız dibine kadar... /
Artık uyuyalım mı...
İstersen başını göğsüme koy yine,
Ve dinle.
Ağustos böcekleri nasıl da koşuyor tenimize...
Sana sokağımın en masum köşesinden,
Sonsuzluk getireceğim.
Bekle ruhum,
/ Bekle... /
Mine Hanımı uzun süredir şiirleriyle tanırım. Duygularını anlatmadaki hüneri hyrete düşürür insanı. O sağlam dil güzellikleriyle örülmüş şiiri bir başka tad verir.Anın betimlemesinden hallerin yansıtılmasına, duyguların aktarılmasına kadar tümü bir bütünlük oluşturur. Okunmaya başlanınca sonuna kadar bırakamazsın. Bitirdiğinde ise ağzında buruk bir tad, yüreğinde bir dalga uyanır. Bu şiirde bende olan buydu. Tebrikler, Mine hanım.
👍çok hoş ya nefis bir şiir olmuş elinize sağlık denize ve gözlerinize sağlık...👍
m.gültepe...
bir dönemin sevgilerini getirdin geçmişten kaleme kalemden dizelere ve şiirinden bizlere...
tadı damak günlerin anısında asılı kaldık...
şiirin keyfi ayrı...
tebrikler...
Bitmesin akşam, Bitmesin rüya... Ya da sussun herşey kollarının arasında. N'olur Yağız, söyle denize, Biraz daha kalamar, Ve bu gece ondayız dibine kadar...
Artık uyuyalım mı... İstersen başını göğsüme koy yine, Ve dinle. Ağustos böcekleri nasıl da koşuyor tenimize... Ne güzel dizeler beni alıp götürdü kemer sahillerine gece yakamoz seyrine...tebrikler şiire ve şaire...
Yağız, Baksana yunusların neşesine... Buselerinden nasıl da pay çıkarıyorlar kendilerine, Boşver öyle bilsinler. Yanağıma bıraktığın nergisler, Nasıl olsa benim, Değil mi...
Bitmesin akşam, Bitmesin rüya... Ya da sussun herşey kollarının arasında. N'olur Yağız, söyle denize, Biraz daha kalamar, Ve bu gece ondayız dibine kadar...
gözümün önünden kare kare geçti şiir
tebrikler şairemmm.
👍👍👍👍