Şair Öldüren

Sen, şair öldüren!
Yıllanmış bir gidişin var mahzeninde yüreğimin,
Öyle sermest,
Öyle bitap bir halet-i ruhiye ki yokluğunun dibi mevcudiyetimin yegane yalnızlığında,
Ay'yaş gözlerimde katıksız bir acısın, ki yanaklarımdan damıtılmış
Ve dudaklarımda yudumlanmış bir çift sözdü sadece yutkunduğum;

Tüm Seni seviyorum'larımı birer birer kursağımda bıraktın...

Ve gittin...

Öyle bir gittin ki, ayak damarlarımdan asıldım yeryüzüne sanki
ve gökyüzü bir tabure gibi çekildi başımın üstünden,
Arşa değdi sensizliğim...

Büyüdü,
Büyüdü,
O kadar büyüdü ki bu yük;
Sanki ölümdü, öldürüldü...

Bir ben kaldım geride
Ve ölüm yüreğime gömüldü...

Yaşayan son ölümlüyüm, bir ben kaldım geride
Umutsuz yansımalarda akseden adınla dirilen
Ve durmaksızın nükseden bir cinayete kurban giden,
Hortlamaktan bıkmayan bir hayaletiyim bu aşkın...

Kabrim yokluğunun boyutsuzluğu ve evrenin tümevarımı
Tümdengelimi sensizlik...

Tüm engelim "sen" değil, devrik tümcelerimin en acımasız öznesi
Tasvirsiz acılarımın bulanık vurgusu; "sizlik"..

Ve engerekli yanısın benliğimin,
Sonsuzluğun ilk demlerinde,
Yanlızlığımda sensizliğe dair ebedi bir sessizlik hakim şimdi...


Bir giyotin gibi iniyor yüreğime sancısı tüm unutma çabalarının,
Hatırlanıyorsun,
Hatırlatıyor sani arsız şarkılar,
Ansızın...

Ki öyle bir sızısın;
Gidişin ölümdü,
Özlemin başarısız intihar teşebbüslerinin şiirlerle nazma çekilmiş hüsn-i talili...

Ve sen, şair öldüren
Her aklıma gelişinde bir çivi daha çakıyorum hafızamın bir köşesine
Ve saklıyorum;
Hayal meyal silik tüm çerçevesiz ölüşlerimi...

24 Kasım 2011 300 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar