Sakın Kimseyi Öpme

Bir parşömenin üzerinde
çıplak kelimelerdin
gecenin karanlığıydı
gözlerim ise Asya kıtası kadar nemli
yürüyen palmiyeleri unuttum sende
ve aç çocuklar doğurdu gözlerim uykulara
gölgelerdin
şiirler gibi ıslak köprü altları kadar kederli


duvarlara ait
düşük kokulu bir rutubet cümlesiydi belki de
seni seviyorum demek
çokça söyledim oysa ki sırtındaki benlere
omuzların kirpiklerime yuvaydı
kuşlar dallara
yoksa dallar da kuşlara mıydı
bir ormana ses olamamaktı bizimkisi


Sakın kimseyi öpme
o dudaklar benim demek istedim
demek istedim
demek istemek yetmiyordu ama
ödünç bir bedene bakar gibiydin
sonra toprak olmanı istedim
minerallerin olabilirdim
yani gübren
yani değerli ve değersiz madenlerin
üzerinde ve içinde her ne varsa işte
olmak istedim


şafak söküyordu bir köşe başında ölmek gibiydin
para kokusu ve jartiyer
selektörler
kemiğimin çürümeye yüz tutmuş iliği
sokak lambasının altındaki melodi misali
yaşlılık korkusu çokça
sensiz ve aşkı yabanileştiren ne kadar çok duygu varsa işte
yaşamak istemedim


annesinin çığlıklarına yorganını örten ve titreyen
dualara başlangıç yaşım kadar uzaksın şimdi
şeytan uçurtmalarına tebessüm edebiliyorum
yüz çizgilerimse mâvera dokunuşlara...

12 Eylül 2013 200 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (1)
  • 10 yıl önce

    üstad, yürek coşmuş bir kere kaleme dur demek olmaz. sen yaz biz okuyalım...👍

    eyvallah😙😙😙