Salıncaklar

bir çocuk gelirdi her sabah
evimizin önündeki o çocuk bahçesine
seyrederdim yarı ağlamaklı,,,vede hevesle
koşa koşa gelir,hemen oynamaya başlardı
dururdu o anda zaman, kaybolurdu mekan
umutları müjdelerdi o simsiyah gözleri
yarınlara bakardı gibi...
gözleri mutluluklar saçardı cömertçe
kalbi hızlı hızlı çarpardı sertçe
zaman sonra biraz durulurdu geçce
kaş çatardı sanki tüm sahteliğe
erkekçe mertçe

bulutlara atardı sanki ipini salıncağın
uçardı... uçardı..göklerden el sallardı
onu seyreden şehre

karlı zirvelerde kaykaylara binerdi
saçları rüzgarlar fırtınalar yarardı
uçardı..uçardı..göz kırpardı geçerken yanından
onu seyreden şehre.

giderken;
annesinin ellerinde kaybolurdu elleri
arzuyla bakardı,her anında gözleri
yalvarış misaliydi ağlamaklı sözleri

işteben bu sözleri uzaklardan duyardım
gitmesin diyerek,adımları sayardım
köşede kaybolurdu annesiyle çocuğu
titreyen ellerimle ürkekce el sallardım
gözlerimde yaşlar,gırtlağımda hıçkırık
salıncaklara doğru koşardım

bir ihtiyar görünürdü her sabah
evimizin baktığı o köşe başından
temkinli;ve ağır adımlarla yürürdü.
sanki tüm heybeti dökülürdü kalınca kaşlarından
irice burnu,nezleden bir türlü kurtulmazdı
uzunca bir çaputla,ikide bir silmekten usanmazdı
ıslanırdı gözleri devamlı sakalı hiç kurumadı
iğde dalı bastonuyla bazen yeri eşerdi
bazen belli belirsiz kıpırdar dudakları
soğuk kış günlerinde ,titrerdi çırçıplak ayakları

yamalı paltosuna nasılda sarılırdı
şevkat beklercesine
bakardı çocuk bahçesine
dolu dolu gözlerle titrek titrek
heygidi hayal dünya diye bağırdığını duyardım
bu sesle üşüyerek.

işte ben son kez seyretmiştim bunları
kara bulutların
evlerin çatısıyla buluştuğu,yağmurlu bir kış günüydü
birikmişti köşe başına üç beş adam
yaklaştım ürkerek üç beş adım
ihtyar çamurun koynunda kaygısız yatıyordu
ayrılmıştık .kavuşmuştu anladım
elimi dayadım buruşuk yanağına
okşadım saçını o ıslak sakalını,
onu saran paltosu şimdi çamur olmuştu
kirli yamalı ve incecik ısıtmayan paltosu...
onu taşıyan bastonuysa emekliliğin tadını çıkarır gibiydi
getirme demişlerdi lüzumu kalmayacak
çilenin haritası,o gepgeniş alnıydı

kaldırdık ,yıkadık ,beyaz kefene sardık.
cebinden bir dilim kuru ekmek çıkmıştı
onuda kuşlara attık.
elimizi bağladık saf saf
namazınıda kıldık caminin avlusunda
kimseciği yok idi,dört kişi tabutunu taşıdık
gömdük... üstüne toprak attık kayboldu....

titreyen ellerimle ürkekçe el salladım
gözlerimde yaş,gıtlağımda hıçkırık
salıncaklara doğru koştum

1994 elazığ

01 Ağustos 2009 29 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (3)
  • 15 yıl önce

    titreyen ellerimle ürkekçe el salladım gözlerimde yaş,gıtlağımda hıçkırık salıncaklara doğru koştum

    yüreğine sağlık abim

    👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍

  • 15 yıl önce

    anlamlı bir hikayesel şiir olmuş

    okuması zevkliydi

    tebrikler yazan kaleme

  • 15 yıl önce

    DUYGULARIN TAVAN YAPTIĞI BİR ŞİİR

    TEŞEKKÜRLER BU GÜZEL PAYLAŞIMA

    VE ŞAİRİNE TEBRİKER

    👍👍👍👍👍